Uykadan Uyanınca Okunacak
Dualar
35-Muhaddis iki
İmam Buharı ve Müslim'in Sahîh'lerinde, (Allah kendilerinden razı olsun) bize
rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
"Sizden biriniz uyuduğu zaman,
Şeytan onun ensesinde üç düğüm bağlar, her düpümü yerinde sağlamlaştırarak der
ki, gecen uzun olsun, uyu... Eğer insan uyanır da (Hangi zikirle olursa olsun)
Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür. Eğer abdest alırsa, bir düğüm daha
çözülür. Eğer namaz kılarsa, bütün düğümleri çözülür ve gönlü hoş neş'eli olarak
sabahlar. Böyle (uyanınca zikir, abdest, namaz) yapmazsa, gönlü berbat,
sıkıntılı ve tenbel olarak sabahlar."[1]
36) Huzeyfe b.
Yeman'dan (Radıyallahu anhüma) ve Ebû Zerr'den (Radıyallahu Anh) rivayet
edildiğine şöyle demişlerdir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, yatağına girdiği zaman:
"Bismîkeîlâhümme ehyâ ve emûtü
(Allah'ımı Senin adınla dirilirim ve ölürüm) derdi. Uyandığı zaman
da:
Elhamdü lillâhillezî ehyânâ ba'de
mâ emâtenâ ve ileyhinnüşûr
(Bizi öldürdükten sonra) bizi dirilten Allah'a
hamd olsun; (Kıyamette) dirildikten sonra varış O'nadır) derdi,,[2]
37- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahü Ânh) rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz uykudan uyanınca
şöyle desin:
Elhamdü lillahillezi redde aleyye
ruhî ve âfânî fî cesedi veezine îî bi-zikrihi
(Hamd, O Allah'a olsun ki, ruhumu
bana iade etti, bedenimde bana afiyet verdi ve kendisini zikretmek için bana
izin verdi)"[3]
38- Hazreti
Aişe'den (Radıyallahü Anha) Peygamber Sallalîahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle
buyurduğu rivayet edilmiştir:
"(Allah (c.c), Hangi kulun ruhunu
geri verir (onu salimen uykudan uyandırır) de, o vakit (kul) şunları söylerse,
günahları deniz köpüğü kadar olsa bile Allah Teâlâ onun günahlarını
bağışlar:
Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ
şerikelehu, lehü'l-mülküveiehü'l-hamdü ve hüve ala külli şey'in
kadîr.
(Allah'dan başka İlâh yoktur,
yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur. O'nundur mülk ve O'nundur hamd, O her şeye
kadîrdir."[4]
39- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahü Anh) bize rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Hangi bir adam uykusundan uyanır
da:
Elhamdü lillâhillen halekannevme
velyakazete, elhamdü lillâhillezî be-asenî salimen seviyyen. Eşhedü enneÜâhe
yuhyilmevtâ ve hüve ala külli şey'in kadîr,
(Uyku ve uyanıklığı yaratan
Allah'a hamd olsun. Beni selâmet içinde ve dimdik uyandıran Allah'a hamd olsun.
Allah'ın ölüleri dirilteceğine ve her şeye muktedir olduğuna şahitlik
ederim.)
derse; Allah Tealâ: Kulum doğru
söyledi, der."[5]
40- Hazreti
Aişe'den (Radıyallahü Anha) rivayet edildiğine göre, o şöyle
demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem gece uykudan uyanınca on defa tekbir getirirdi (Allâhü Ekber - Allah en
büyüktür, derdi, on defa hamd ederdi (Elhamdü liliâh - Hamd Allah'a mahsustur,
derdi), on defa (Sübhânellahi ve bihamdihî- Allah'a hamd ederek O'nu
noksanlıklardan tenzih ederim), on defa (Sübhânelkuddûsi - Yüce Allah
noksanlıklardan münezzehtir), derdi. On defa istiğfar ederdi (Estağfirullâh -
Allahdan mağfiret dilerim, derdi). On defa Tehlîl getirirdi (Lâ ilahe illallah
- Allah'dan başka İlâh yoktur, derdi). Sonra on defa şöyle buyururdu: (Allâhümme
innî eûzü bike min dîkı 'd-dünyâ ve dîkı yevmi'1-kıyâmeti - Allah'ım! Dünyanın
darlığından ve kıyamet gününün darlığından sana sığınının), derdi. Sonra namaza
başlardı."[6]
41- Yine
Hazreti Aişe'den (Radıyallahü Anha) rivayet edildiğine göre, o şöyle
demişti:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, geceden uyandığı zaman şöyle derdi:
Lâ ilahe illâ ente sübhâneke.
Allâhümme estağfiruke lizenbî ve es'e-lüke rahmeteke. Allâhümme zidnîilmen ve lâ
tüziğ kalbî ba'de iz hedey-tenî ve heb lî min ledünke rahmeten inneke
ente'l-vehhâb
(Senden başka İlâh yoktur, Seni
noksanlıklardan tenzih ederim. Allah'ım, günâhım için senden mağfiret dilerim
ve Senden rahmetini isterim. Allah'ım bana ilim ziyâde et ve bana hidâyet
verdikten sonra kalbimi kaydırma. Yüce katından bana rahmet ihsan et. Muhakkak
ki sen, çok bağış yapansın)"[7]
Elbise Giyilirken Okunacak
Dualar
Elbise giyerken "Bismillah'' demek
müstahab olduğu gibi, bütün (hayırlı) işlerde de besmele getirmek
müstahabdır.
42- Ebû Sa'îd
El-Hudrî'den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle
demiştir:
"Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir gömlek, bir hırka (cüb-be) yahud bir sarık gibi bir elbise giydiği
zaman şöyle duâ ederdi:
"Allâhümme innîes'elükemin hayrihîvehayrimâ
hüveleh, ve eûzü bike min şerrihî ve şerri mâ hüve İehû"
(Allah'ım! Bu elbisenin h ayırım
ve içinde yapılan şeyin hayırlı olanını Senden isterim; ve bunun (verebileceği
gurur-kibir gibi) kötülüğünden ve altında yapılan günâhın şerrinden Sana
sığınırım)''[8]
43- Muaz
b.Enesden (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim yeni bir elbise giyer
de:
"Elhamdü lilîâhilîezî kesânî hazâ
ve rezekânihî min gayri havlin min-nî ve lâ kuvvetin"
(O Allah'a hamd olsun ki, benden
bir kudret ve kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve bunu bana nzik
olarak verdi) derse, Allah onun geçmiş günahlarını (kul hakkına ait olmayan
küçük günahlarını)bağışlar."[9]
Yeni Bir Elbise, Ayakkabı Ve Benzeri Bir
Şey Giyen Kimsenin Okuyacağı Dualar
(Bundan önceki kaydettiğimiz
duaları söylemek müstahabdır)
44- Ebû Saîd
EI-Hudrî'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre; şöyle
demiştir:
"ResûlüIIah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, yeni bir elbise edindiği zaman, sarık olsun, gömlek olsun, hırka olsun,
onun cinsini adlandırır (bu yün hırkadır yahud bu keten sarıktır, bu pamuk
gömlektir, der) sonra şöyle buyururdu:
"Allâhümmeleke'I-hamdüentekesevtenîhi, es'elükehayrehû
vehayre ma sunia İehû ye eûzü bike min şerrihî ve şerri ma sunia
İehû"
(Allah'ım hamd Sana mahustur, Sen
bunu bana giydirdin, bunun hayrım ve kendisinde yapılan hayri Senden isterim.
Bunun şerrinden (vereceği gurur ve kibirden) ve onunla yapılacak kötülükten de
Sana sığınırım)"[10]
45- Hazreti
Ömer'den (Radıyalîahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim:
"Kim yeni bir elbise giyer
de:
Elhamdü lilîâhilîezî kesânî mâ
uvârî bihî avretî ve etecemmelü bihî fî hayatî
(O Allah'a hamd olsun kî, avretimi
ve hayatımda kendisi ile güzelleşe-ceğim elbiseyi bana giydirdi) derse, sonra da
eskitmiş olduğu elbiseyi niyetlenerek onu sadaka olarak verirse, hem hayatta,
hem ölü iken o kimse Azîz ve yüce Allah'ın yolunda bulunur, himayesinde ve
yolunda olur."[11]
Arkadaşının Üzerinde Yeni Bir Elbise
Gören Kimsenin Okuyacağı Dualar
46- Ümmü
Halid'den (Radıyallahu Anha) rivayet edildiğine göre şöyle
demiştir.
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e elbiseler getirildi. Bunların içinde ipekten veya yünden yapılmış
nakışlı siyah bir giysi vardı. Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurdu:
- Bu giysiyi giydireceğimiz hangi
hanımı (uygun) görüyorsunuz? (Ce-vab vermeyip orada bulunan) insanlar sustular.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v):
- Beni Halid'in annesine (Ümmü
Halid'e) götürün, Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana getirildi ve
o giysiyi eli ile bana giydirdi ve iki defa: EBLÎ VE AHLİKÎ (Eskit ve yıprat)
buyurdu. "[12]
47- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem Hazreti Ömer'in (Radıyallahu Anh) üzerinde bir elbise gördü ve
şöyle buyurdu:
- Bu elbise yeni midir, yoksa
yıkanmış mıdır? Hazreti Ömer cevab verdi:
-
Yıkanmıştır. Bunun üzerine Hazreti Peygamber
(s.a.v.):
"îlbes cedîden ve iş hamiden ve
mut saîden (Yeni olarak giy, hamdederek yaşa ve mutlu şehîd olarak öl) dedi."[13]
Elbise, Ve Ayakkabı Giyme Ve Çıkarma
Şekilleri
Elbise, ayakkabı, don ve
benzerleri olan giysileri giymekte sağ kollardan ve sağ paçalardan işe başlamak
ve önce solu, sonra sağı çıkarmak müsta-habdır. Göze sürme çekmek, misvak (özel
dış fırçası) kullanmak, tırnakları kesmek, bıyıkları kısaltmak, koltuk altını
yolmak, başı traş etmek, namazdan çıkışta selâm vermek, mescide girmek, heladan
çıkmak, ab-dest almak, gusletmek, yemek-içrnek, musafaha etmek, Hacer-i Esved'e
d sürmek, bir insandan bir şey almak ve ona vermek ve bunlara benzer işleri
yapmak da sağ (el veya ayak) ile olur. Bu işlerin zıddı da sol ile
yapılır.
48- Hazreti
Aişe'nin (Radıyallahu Anha) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bütün işlerinde -temizlenmesinde ve
taranmasında- sağ ile iş yapmak onun hoşuna giderdi:"[14]
49- Hazreti
Aişe'den (Radıyallahu Anha) sahih bir isnadla rivayet edildiğine göre, şöyle
demiştir: "Resûlüllah Sallallahu aleyhi ve Sellem'in sağ eli, temiz işleri ve
yemeği içindi. Sol eli de, istincası (tuvalet temizliği) ve bedene eziyet veren
(sümkürmek gibi) şeyler içindi."[15]
50- Hazreti Hafsa'dan (Radıyallahu Anha) rivayet
edilmiştir ki: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, sağ elini yemesi, içmesi
ve
giyinmesi için kullanırdı: sol
elini de bunlardan başka şeyler için kullanırdı."[16]
51- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Elbise giydiğiniz zaman, abdest
aldığınız zaman sağlarınızla işe baş-laymız."[17]
Bu konuda çok hadisler vardır; Daha doğrusunu Allah (c.c)
bilir.
Yıkanmak, Uyumak Yahud Bunlara
Benzerişler İçin Elbisesini Çıkaran Kimsenin Okuyacağı
Dualar
52- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah Saüaliahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Müslüman kişinin elbisesini çıkarmak istediği
zaman, Cinlerin gözleri arasında ve insano-ğullannın avretleri arasında engel
olan perde, şöyle demesidir.
Bismillâhillezî îâ ilahe illâ
hû
(Kendisinden başka hiç bir ilâh
olmayan Allah'ın ismi ile (elbisemi çıkarmaya) başlarım."[18]
Evden Çıkarken Okunacak
Dualar
53- (Adı Hind
olan müminlerin annesi) Ümmü Seleme'den (Radıyallahu Anha) rivayet
edilmiştir:
"Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem evinden çıktığı zaman şöyle derdi:
Bismillâhi tevekkeltü ahîlâhi.
Allahümme innî cüzü bike en edılleev udalle ev ezille ev uzelle ev ezlime ev
uzleme ev echeîe ev yüchele aleyye
(Allah'ın adıyla (çıkarım), Allah'a tevekkül
ettim. Allah'ım sığınırım Sana, hakdan sapmamdan yahud saptırılmamdan, ayağımın
kaymasından ya Ihı d kaydırılmasından, zulmetmemden yahud zulmedilmemden,
bilmememden yahud bana bilgisizlik isnad edilmekten."[19]
Ebû Davud'un rivayetinde, (Ümmü
Seleme Radıyallahu Anha'dan Hadîsi şerifin başı şöyle) nakledilir: "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem benim evimden her çıkışında, gözünü göğe doğru
kaldırıp dua ederdi: Allah'ım, ben Sana sığınırım...." Başkasının rivayetinde
de: "Evinden çıktığı zaman şu duayı edirdi...." şeklinde başlayarak anlatılan
duayı yapardı. Daha doğrusunu Allah bilir.
54- Enes'den
(Radiyaîlahu Anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim evinden çıktığı
zaman:
"Bismillâhi tevekkeltü alellâhi ve
Iâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" (Allah'a tevekkül edip Allah'ın adıyla
çıkarım. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kuvvet ve
kudreti iledir), derse; (Melek tarafından) ona şöyle söylenir: Her kederden emin
kılındın, muhafaza altına alındın ve doğru yola iletildin. Ayrıca şeytanlar
ondan uzaklaşır."[20]
Ebü Davud da rivayetinde şunu
ilâve etmiştir: "Bir şeytan diğer şeytana der ki: Hidayete iletilen, her
kederden emin kılman ve muhafaza altına alman bir adamla nasıl uğraşacaksın (onu
nasıl kaydıracaksın)?"
55- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem evinden çıktığı zaman şöyle
buyururdu:
"Bismillâhi, ettükiânü alellâhi,
lâ havle ve lâ kuvvete illâ. billahi (Allah'ın adıyla (çıkıyorum), tevekkül
Allah'adır. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kudret
ve kuvveti iledir"[21]
Eve Girerken Okunacak
Dualar
Evde insan bulunsun veya
bulunmasın, içeri girildiği zaman BÎSMİLLÂH demek ve Allah Teaiâ'yi çok
zikretmek ve selâm vermek müstahab-dır; çünkü Allah Tealâ şöyle
buyurmuştur):
"Evlere girdiğiniz zaman, Allah
katından tespit edilmiş bereketli ve çok hoş sağlık dileyişi ile kendinizden
olanlara selâm verin (evdeki mü'min-lere yahud evde kimse yoksa: Esselâmu
Aleyna, diyerek kendinize selâm verin)."[22]
56- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Enes (Radıyallahu Anh) demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle dedi:
"Yavrum! Ailenin yanma girince
selâm ver; çünkü bu, hem sana, hem de ev halkına bereket olur."[23]
57- Ebû Malik
El-Eş'arî'den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir. (Ebû Malik'in adı
El-Haris'dir. Ubeyde, Kâ'b, Amr olduğu da söylenmiştir.) Ebû Malik demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"İnsan evine girdiği zaman şöyle
söylesin:
"Allâhümme innîes'elüke
hayre'l-mevleci ve hayre'I-mahreci, BismiM-hi velecnâ ve bismillâhi harecnâ ev
aîellâhi rabbinâ tevekkelnâ.
(Allah'ım! Ben, girilen yerin
hayırlısını ve çıkılan yerin de hayırlısını Senden isterim. Allah'ın adıyla
girdik ve Allah'ın adıyla çıktık, Rabbimiz olan Allah'a tevekkül ettik. Sonra
ailesine selâm versin. "Esselâmu aleyküm”desin)[24]
58- Ebû Ümame
El-Bahilîden rivayet edilmiştir. (Bunun adı, Sudeyy b. Aclân'dır.) Demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur.
"Üç kimse vardır ki, bunların
hepsi Azız ve Yüce olan Allah'ın teminatı altındadır:
a) Azîz ve Yüce
olan Allah yolunda savaş için çıkan bir adam: bu kimse Azîz ve yüce Allah'ın
teminatı altındadır, tâ onu öldürüp de cennete koyun-caya yahud da kazandığı
sevab ve ganimetle (evine) onu döndürünceye kadar..
b) (Namaz
kılmak için) mescide giden bir adam; bu kimse, Allah Tea-lâ'nın teminatı
altındadır, tâ onu öldürüp cennete koyuncaya yahud elde ettiği sevab ve
mükâfatla onu eve döndürünceye kadar..
c) Evine" selâm
vererek giren bir adam, bu da, noksanlıklardan münezzeh olan Allah Teâlâ'nın
himaye ve teminatı altındadır. "[25]
Geniş manası ile bu üç kimse, Allah'ın gözetim ve muhafazası altında
bulunurlar. Bu ne büyük bir ihsandır!.. Allah'ım, bize bu rızkı
ver.
59- Cabir
b.Abdullah'dan (Radiyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre, demiştir ki,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu
işittim:
"İnsan evine girerken ve yemek
yerken Allah Teâlâ'yı anarsa, şeytan (arkadaşlarına) şöyle
der:
(Burada) size gecelemek yok, aş
yok... Fakat adam evine girerken Allah Teâlâ'yi anmazsa, Şeytan şöyle
der:
(Arkadaşlar), gecelemek imkânına
kavuştunuz. Yemeği zamanında Allah Tealâyi anmazsa, Şeytan şöyle
der:
Geceleme yerine ve aşa kavuştunuz.
"[26]
60- Abdullah b.
Amr b. El-As (Radıyallahu Anhüma) rivayetinde demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem gündüz evine döndüğü zaman şöyle
derdi:
"Elhamdü lillâhilîezîkefânî ve
âvânî, ve'1-hamdü îiîiâhilîezîet'amenî ve sekânî, ve'1-hamdü Îiîiâhilîezî menne
aleyye, es'eîüke en tücîrenî minen-nâr.
(Beni barındıran ve himaye eden
Allah'a hamd olsun. Beni yediren ve içiren Allah'a hamd olsun, bana ihsan eden
Allah'a hamd olsun. Ateşten beni korumanı Senden istiyorum)."[27]
61- Malik'in
Muvatta'ından rivayet edildiğine göre, içinde insan bulunmayan bir eve
girildiği zaman şöyle demek müstahabdır:
"Esselâmü aleynâ ve ala
ibâdillâhissâlihîn . (Selâm bize ve Allah'ın sâlih kullan üzerine
olsun).
Gece Uykusundan Uyanıp Evinden Çıkan
Kimsenin Okuyacağı Dualar
İnsan geceleyin uyanıp evinden
çıktığı zaman, göğe bakarak Âl-i îmrân Sûresi'nin 190. âyetinden sonuna kadar
okuması müstehabdır:
(Gerçekten göklerin ve yerin
yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için
(Allah'ın kudret ve azametine delâlet eden) çok büyük alâmetler var...)"[28]
62- Buharî ve Müslim'de, Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in böyle yaptığı sabittir; ancak "göğe bakmak" hususu,
Buharî'nin Sahîh'in-de vardır, Müslim'de yoktur.
63- Ibni
Abbas'dan (Radıyallahu Anhüma) sabit olmuştur ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem geceleyin kalkıp teheccüd namazı kılacağı zaman şöyle
derdi
"Allâhümme rabbenâ îeke'l-hamdü,
ente kayyimussemâvâti ve'l-arzı ve men fîhmne, ve Îeke'l-hamdü, leke
mülkü's-semâvâti ve'1-arzı ve men fîhinne, ve leke'l-hamdü ente nûrussemâvâti
ve'1-arzı ve men fîhmne ve îeke'l-hamdü ente'l-hakku veva'düke'l-hakku, ve
likâuke hakkun, vekav-lüke hakkun, ve'1-cennetü hakkun, vennâru hakkun, ve
Muhammedün hak-kun, vessâatü hakkun, alîâhümme leke esîemtü ve bike âmentü ve
aleyke tevekkeltü ve lleyke enebtü, ve bike hâsamtü, ve ileyke hâkemtü, fağfirlî
mâkaddemtü vemâahhartü vemâesrertü vemâa'lentü, ente'l-mukaddimu ve
ente'l-muehhiru, lâ ilahe illâ ente.
(Allah'ım! Hamd, Sana mahsustur.
Sen göklerin, yerin ve onlarda olanların idarecisisin. Hamd, Sana mahsustur.
Göklerin ve yerin ve onlarda olanların mülkü Senindir. Hamd, Sana mahsustur. Sen
göklerin ve yerin ve onlarda olanların nurusun. Hamd, Sana mahsustur. Sen
haksin, va'dın haktır, Sana kavuşmak haktır, sözün haktır, Cennet haktır,
Cehennem haktır, Muhammed haktır, Kıyamet haktır, Ya Rab! Sana teslim oldum,
Sana îman ettim, Sana tevekkül ettim, (ibâdet ve tevbe ile) Sana döndüm. Senin
delillerinle, düşmanlarım yere serdim. Senin hükmüne razı oldum. Yapmış olduğum
ve geriye bıraktığım (ölümden sonra da devam edecek) günahlarımı bağışla.
Gizliden yaptığım ve alenen yaptığım günahları da bağışla. Sen her şeyin evveli
ve her şeyin sonusun (varlığın ezelî ve ebedîdir). Senden başka hiç bir İlâh
yoktur."[29]
Bazı raviler, bu duaya "VE LÂ
HAVLE VE LÂ KUVVETE ÎLLÂ BİLLÂH" sözünü de eklemişlerdir.
Tuvalete Girerken Okunacak
Dualar
64- Enes'den
(Radıyallahu Anh) sabit olmuştur ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Helaya gireceği zaman şöyle söylerdi:
"Allâhümme innî eûzü bike
minelhubsi ve'1-habâisi" (Allah'ım! Şeytandan ve zararlı şeylerden sana
sığınırım)."[30]
65- Buharı ve
Müslim'in Sahihlerinden başka yerde, (yukarda geçen hadîs) şöyle rivayet
edilmiştir:
"Bismillâhi alîâhümme innî eûzü
bike mine'Uhubsi ve'1-habâisi'.'
(Bismillah, Allah'ım, Şeytandan ve
zararlı şeylerden Sana
sığı-
nınm)."[31]
66- Hazreti
Ali'den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"İnsan helaya girdiği zaman,
cinlerin gözleri ile insanoğullanmn avret yerleri arasında perde: BİSMİLLAH,
demektir."[32]
Bu hadîsi Tirmizî rivayet etmiştir
ve demiştir ki, bunun isnadı kuvvetli değildir. Biz daha önce kitabımızın
önsözünde faziletle ilgili işlerde zayıf hadîslerle amel etmenin caiz olduğunu
söylemiştik
Alimlerimiz de demişlerdir ki,
insan ister binalar içinde bulunsun, ister açık sahrada olsun, bu zikri yapmak
müstahabdır. Yine alimlerimiz (Allah onlara rahmet etsin) demişlerdir ki, önce:
"BİSMİLLAH" sonra:
"'Allâhümme innî eûzü bike
mine'l-hubsi ve'1-habâisi" demek müsta-
habdır.
67-İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, helaya girerken şöyle derdi
"Alîâhümme innî eûzü bike
minerricsi'nnecisi, el habîsi'l-muhbisi,
eşşeytânirracîmi.''
(Allah'ım, ben pisleten pislikten,
zarar verenin /uranından, kovulmuş olan şeytandan Sana sığınırın)."[33]
Helada Konuşmak Ve Zikretmek
Yasaktır
Bütün zikir çeşitleri ile her
türlü konuşma, helada ihtiyaç giderme esnasında mekruhtur. İnsan ister binalar
dahilinde, ister açıkta sahralarda bulunsun, hüküm değişmez. Ancak zaruret
gereği olarak konuşulabilir. Bu hususta alimlerimizden bazısı demiştir ki, insan
aksırdiğı zaman bu halde iken Allah Tealâ'ya hamd getirmez, aksırana da
"Yerhamükellah" demez, selâmı almaz, ezan okuyan müezzine icabet etmez
(sözlerini tekrarlamaz). Selâm veren, verdiği selâmla yetinir ve helâdakinden
karşılık almaya hak kazanmaz. Burada bütün sözler tenzihen mukruhtur, haram
değildir. Eğer aksırır da kalbi ile Allah Tealâ'ya hamd ederse ve dilini
dep-retmezse, bunda bir sakınca yoktur. Cima halinde de insan yine böyle
davranır.
68- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve sellem idrarını yaparken ona bir adam tesadüf etti de selâm
verdi. Peygamber onun selâmına mukabele etmedi."[34]
69- Muhacir
b.Kunfüz'den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle
demiştir:
"Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem idrarını yaparken yanına varmış oldum da ona selâm verdim, abdest
alıncaya kadar benim selâmıma mukabele etmedi. Sonra benden özür dileyerek şöyle
buyurdu:
O durumda Allah'ın adını anmayı
hoş görmedim, ancak taharet veya temizlik halinde söylenmesini istedim, "[35]
Abdest Bozmak İçin Oturana Selam
Verilmemesi
Alimlerimiz demişlerdir ki, buna
selâm verilmesi mekruhtur. Eğer selâm veren olursa, cevab almaya hak kazanmaz;
çünkü bu hususta îbni Ömer ve El-Muhacir'in rivayet ettikleri hadîs
geçmiştir.
Tuvaletten Çıkarken Okunacak
Dualar
Tuvaletten çıkan Şöyle
söyler:
Ğufrâneke, elhamdü HHâhillezî
ezhebe annî el-eza ve âfânî"
(Allah'ım) Senin mağfiretini dilerim. Benden
eziyeti gideren ve bana afiyet veren Allah'a hamd olsun."[36]
70- Ebû Davud
ve Tirmizi'nin sünenlerinde sahîh hadîs olarak sabittir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem (heladan çıktığı zaman) "ĞUFRÂNEKE (Senin
mağfiretini dilerim)." söylerdi. Hadisin geri kalan kısmını Nese'î ve îbni Mace
rivayet etmişlerdir.
71- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüliah
Sailallahu Aleyhi ve Sellem helâden çıktığı zaman şöyle
buyururdu:
"Elhamdü lillâhillezî ezâkanî
lezzetehû ve ebkâ fiyye kuvvetehû ve defea annî ezâhu
(Nimetin lezzetini bana taddıran,
onun kuvvetini bende bırakıp eziyetini benden gideren Allah'a hamd olsun)[37]
Abdest Alırken Okunacak
Dualar
Abdest almak için su kabına suyu
dökmek veya kuyudan abdest suyu çekmek istendiği zaman "BÎSMÎLLÂH" demek
müstahabdir. Abdestin başında
'
'Bismillâhirrahmânirrahîm’’
(Rahman ve Rahîm olan Allah'ın
adıyla başlarım)." demek müstahabdir. Eğer yalnız "BİSMİLLAH" denirsede kâfi
gelir. Âlimlerimiz demişlerdir ki, eğer bir kimse abdestin başında besmele
getirmeyi terkederse, abdest arasında onu söyler. Fakat abdesti tamamlayıncaya
kadar terk etmiş olursa, besmele yerini geçirmiş sayılır, onun için besmele
getirmez, ancak abdesti yine sahîh olur; ister kasden, ister sehven terk etmiş
olsun...
Bu görüş, bizim mezhebimizin ve
alimler çoğunluğunun mezhebidir. Abdest alma sırasında besmele getirilmeyeceğine
dair zayıf hadîsler nakledilmiştir. Ahmed b.Hanbel'den sabit olduğuna göre,
demiştir ki, Abdest almada besmele getirilmesine dair sabit olmuş bir hadîs
bilmiyorum.
72- Ebû Hüreyre
(Radıyallahu Anh) Hazretlerinin Peygamber SallalIahu Aleyhi ve Sellem'den
rivayet ettiği şu hadîs, bu cümledendir:
"Allah adını anmayan (Besmele
getirmeyen) kimse için abdest yoktur."[38]
Âlimlerimizden biri olan Şeyh
Ebu'1-Feth Nasru'l-Makdisî El-Zahid demiştir ki, abdestin başında besmele
getirdikten sonra: Eşhedü En Lâ îlâhe İllallâhu Vah Vahdehû Lâ Şerîke Leh. Ve
Eşhedü Enne Muhammeden Abduhû ve Resûîühu. (Allah'dan başka İlâh olmadığına
yalnız O var olduğuna ve O'nun ortağı bulunmadığına şâhidlik ederim. Yine
şâhidlik ederim ki, Muhammed O'nun kuludur ve Peygamberidir) demek
müstehap-tır."
Şeyh Ebû'l-Feth'in söylediği
budur; böyle söylemekte bir sakınca yoktur; fakat sünnet olma bakımından bunun
aslı da yoktur. Âlimlerimizden ve başkalarından da bunu söyleyen hiç bir kimseyi
bilmiyoruz. Daha doğrusunu Allah bilir.
Abdesti Tamamladıktan Sonra Okunacak
Dualar
"Eşhedü en lâ ilahe illâîlâhu
vahdehû lâ şerîke lehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhû verasûlühu.
Alîâhümme'c-aîmminettevvâbîne vec-alnîmine'l-mütatahhirîne sübhânekellâhümme ve
bihamdike. Eşhedü en lâ ilahe illâ ente estağfiruke ve et'ubü
ileyke.
(Allah'dan başka bir İlâh
olmadığına yalnız O'nun var olduğuna şâhidlik ederim. O'nun ortağı yoktur. Yine
şâhidlik ederim ki Muhammed O'nun kuludur ve Peygamberidir. Allah'ım! Beni
tevbe edicilerden kıl ve beni temizlenip pâk olanlardan yap. Sana hamd ederek
Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Şâhidlik ederim ki, Senden başka İlâh
yoktur. Senden mağfiret dilerim ve Sana sığınıp tevbe
ederim."
73- Ömer
b.EI-Hattab'dan (Radıyaîlarm Anh) bize rivayet edildiğine göre demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Kim abdest alır
da:
"Eşhedü en lâ ilahe illallâhu
vahdehû lâ şerîke lehu ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve
rasûlühu"
(Allah'dan başka İlâh olmadığına,
yalnız O var olduğuna şâhidlik'ederim. O'nun ortağı yoktur. Ve Şâhidlik ederim
ki, Muhammed O'nun kuludur ve Peygamberidir)[39]
derse, Cennetin sekiz kapısı ona açılır, hangisinden isterse (cennete)
girer."
74- Yukarki
hadîsi Tirmizî rivayet etmiş ve:
"Allâhümmec'alnî minettevvâbîne
vec'alnî minelmütatahhirîne
(Allah'ım! Beni tevbe edicilerden
kıl ve beni temizlenip pâk olanlardan yap) "sözlerini ilâve etmiştir. Nese'î
de," Gece-gündüz İşleri" bölümünde ve başkası zayıf bir
isnadla:
"Sübhânekellâhümme ve bihamdike.
Eşhedü en îâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk
(Allah'ım, Sana hamd ederek Seni
noksanlıklardan tenzih ederim. Senden başka İlâh Yoktur. Senden mağfiret
dilerim ve Sana tevbe ederim), şeklinde rivayet
etmişlerdir.
75- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim abdest alır da
sonra:
Eşhedü en lâ ilahe illâlîahu ve
eşhedü enne muhammeden abduhû ve rasûlühu
(Allah'dan başka ilâh olmadığına
şâhidlik ederim ve yine şâhidlik ederim ki, Muhammed Allah'ın kuludur ve
Peygamberidir), sözlerini konuşmadan önce söylerse, iki abdest arasındaki
günahları bağışlanır."[40]
76- Enes'den
bize rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
"Kim abdesti güzelce alır da ve
sonra üç defa:
Eşhedü en lâ ilahe illâllahu
vahdehû lâ şerike lehu ve eşhedü enne mu-hammeden abduhû ve
rasûlühu
(Şahidlik ederim İd, Allah'dan
başka Üâh yoktur, yalnız O vardır O'nun ortağı yoktur. Yine şahidlik ederim ki
Muhammed Allah'ın kuludur ve Peygamberidir) derse, Cennet kapıları ona açılır ve
hangisinden dilerse girer"[41]
"Eşhedü en lâ ilahe illallah"
sözünün üç defa tekrar edilmesi, İbni Sünnî'nin kitabında, Osman b.Affan'dan
(Radıyallahu Anh) zayıf bir is-nadla rivayet edilmiştir.
Şeyh Nasru'l-Makdisî şöyle
demiştir: İnsan bu anılan zikirlerle beraber: "Allâhümme saîii vesellim ala
muhammedin ve ala âli muhammedin" (Allah'ım, Muhammed'e ve O'nun âline rahmet et
ve selâmet ver) söyler, tnsan bu zikirleri kıbleye dönük olarak ve abdesti
tamamladıktan sonra söyler.
Abdest Azalarını Yıkarken Okunacak
Dualar
Abdest azaları üzerine duaya
gelince, bu hususta Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den herhangi bir
rivayet gelmemiştir. Ancak fıkıh âlimleri demişlerdir ki, Selef den gelen
duaları yapmak müstahab olur. Onlar bu dualar üzerinde uzatmalar ve kısaltmalar
yapmışlardır. Onların söyledikleri duaların özü şudur:
Abdest almaya başlarken Besmele
getirdikten sonra:
Eîhamdü lillâhillezî ceale'1-mâe
tahûren (Suyu temiz yaratan Allah'a ha m d olsun) der.
Ağzı çalkaladığı
zaman:
"Allâhümmeskmîmin havzı nebiyyike
sallaîlahu aleyhi ve selleme ke'-sen lâ ezmeu ba'dehu
ebeden
(Allah'ım! Bana Peygamberinin
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) havuzundan öyle bir Cennet içkisi içir ki, artık
ondan sonra susamayayım)"
söyler.
Buruna su verdiği
zaman:
"Allâhümme lâ tüharrimnî râihate
naîmike ve cennâtike (Allah'ım! Cennetlerinin ve nîmetlerinin kokusundan beni
mahrum etme)" söyler.
Yüzünü yıkadığı
zaman:
"Allâhümme beyyiz vechî yevme
tebyezzu vücûhun ve tesveddü vücûhun"
(Allah'ım!, bazı yüzlerin
karardığı ve bazı yüzlerin beyazladığı günde (kayâmette) benim yüzümü ağart)"
söyler.
Kollarını yıkadığı
zaman:
"Allâhümme a'tınî kitabî biyemînî,
Allâhümme lâ tu'tınî kitabî bişimâlî (Allah'ım!, amel defterimi sağ elime ver,
Allah'ım, amel defterimi sol elime verme)" der.
Başı meshettiği
zaman:
"Allâhümme harrim şa 'n ve
beşerîaîennâri ve ezıîlenî tahte arşike yev~ me lâ zille illâ
zıllüke
(Allah'ım, saçımı ve derimi ateşe
haram kıl ve Senin gölgenden (himayenden) başka bîr gölge olmayan günde, beni
Arş'ımn altında gölgelendir)" der.
Kulaklarını
meshederken:
"AUâhümmec'alnî minellezîne
yestemi ûnelkavle ve feyettebiûne ahsenehu"
(Allah'ım, hak sözü işitip de onun
en güzeline uyanlardan eyle beni)"der.
Ayakları
yıkarken:
"Allâhümme sebbit kademeyye
alessırâtı"
(Allah'ım, benim ayaklarımı sırat
(köprüsü) üzerinde sabit eyle)" der. Daha doğrusunu Allah
bilir.
77- Ebû Musa
Eî-Eş'arî'den (Radıyallahu Anh) sahîh bir isnadla rivayetlerine göre şöyle
demiştir:
"Ben, Peygamber Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'e abdest suyu getirdim de o abdest aldı. Onun şöyle diyerek dua
ettiğini işittim:
"Allâhümmeğfir lî zenbî ve vessi
lî fî darı ve bârik lî fi nzkî" (Allah'ım, benim günâhımı bağışla, evimde bana
genişlik ver, rızkımda bana bereket ver)."
Ben dedim ki: Ey Allah'ın
Peygamberi! Senin şöyle şöyle dua ettiğini işittim. Peygamber (s.a.v.) şöyle
buyurdu:
- O dualar herhangi (noksan) bir
şey bıraktı mı"[42]
Gusül Ederken Okunacak
Dualar
Abdest hakkında anlattığımız
besmele ve ondan başka bütün duaları gusül yaparken de söylemek müstehabdır.
Cünüb, hayız ve bunlar dışındaki yıkanma hallerinde fark gözetilmez. Bazı
alimlerimiz demişlerdir ki, gusleden kimse cünüb yahud hayız ise, Besmele
getirmez. Fakat meşhur olan, Besmeleyi, diğer dualar gibi söylemektir. Ancak
cünüb ve hayız olanların Besmele ile Kur'an'ı kasdetmeleri caiz
olmaz.
Teyemmüm Yaparken Okunacak
Dualar
Teyemmümün başında "BİSMİLLAH"
demek müstehabdır. Teyemmüm alan kimse, cünüb yahud hayız ise, durum değişmez,
gusülde zikrettiğimiz gibi hareket eder. Ancak Besmele'den sonra kelime-i
şehâdet getirmek, abdest kısmında geçen zikirleri, yüz ve eller üzere söylenen
du-âları yapmaya dair âlimlerimizden ve başkalarından nakledilen bir şey
görmedim. Bu husustaki açık hüküm, abdest hakkında söylediklerimizi uy- .
gulamaktır; çünkü teyemmüm, abdest gibi bir taharettir
(temizliktir).
Mescide (Camiye) Gitmek İçin Evinden
Çıkan Kimsenin Okuyacağı Dualar
İnsan evinden hangi yere çıkarken
ne söyleyeceğini daha önce anlatmıştık. Ancak cami ve mescide gitmek üzere
evden çıkarken (öncekilerine) şu duaları da eklemek müstehab
olur:
78- Bu
dualardan biri de, İbni Abbas (Radıyallahu Anhüma) teyzesi (ve müminlerin
annesi) Meymûne'nin (Radıyallahu Anha) evinde gecelediğinde, Peygamberin
teheccüdü (gece namazı) ile ilgili olarak uzunca anlattığı şu
hadîstedir:
İbni Abbas demiştir ki: "...
Nihayet müezzin ezan okudu, yani sabah ezanını okudu. Peygamber de şöyle
söyleyerek namaza çıktı:
"AHâhümmec'aJ fî kalbînûren, ve
fîHsânînûren, vec'al fî sem'î nû-ren, vec'aî fî basarî nûren, vec'al min hal fî
nûren, ve min etnâmînûren,vec'al min fevkînûren, ve min tahtı nûren. Allâhümme
a'tinî nûren." tahtı nûren."
(Allah'ım! Benim kalbime
nur,lisânıma da nur ver. Kulağıma nur ver, gözüme de nur ver. Arkamdan nur,
önümden de nur ver. Üzerimden nur, altımdan da nur ver. Allah'ım' Bana nur
ver)"[43]
79- Bilâl'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre demiştir ki, Rasûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Seılem namaza çıktığı zaman şöyle derdi:
"Bismiîlâhi âmentü billahi,
tevekkeltü alellâhi. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahi. Allâhümme bi
hakkı's-sâilîne aleyke ve bihakkı mahreci hazâ feinnîlem ahruchu eşeren ve lâ
betaren ve lâ riyâen ve lâ süm'aten. Harectü ibtigae merzâtike vettikâe
sehatıke. Es'elüke en tüîzenîminennâri ve
tüdhilenî'l-cennete.
(Bismillah, Allah'a iman ettim,
Allah'a tevekkül ettim. İbâdete güc yetirmek ve günahlardan sakınmak, ancak
Allah'ın kudret ve kuvveti iledir. Allah'ım! Senden isteyenlere olan va'dın
hakkı için ve benim bu (ibadete rızan için) çıkışım hakkı için, ben ne azgın,
ne taşkın kimse olarak, ne de gösteriş ve riya sahibi olarak çıkmadım; Senin
rızânı kazanmak için ve Senin gazabından korunmak için çıktım. Senden, beni
ateşten korumanı ve beni cennete koymanı istiyorum"[44]
Mescide Girerken Ve Oradan Çıkarken
Okunacak Dualar
Mescide girerken şöyle demek
müstehab olur:
"Eûzü billahi'1-azîmive
bivechihilkerîmi ve suîtânihi'l-kadîmi mineşşey-tânirracîmi. Elhamdü lillâhi.
Allâhümme salli ve settim alâ muhammedin ve alâ âli muhammedin. Allahümmeğfir lî
zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike.
(Allah'ın rahmetinden kovulmuş
olan Şeytandan, yüce Allah'a, kerîm zatına ve daimî olan kudretine sığınırım.
Hamd Allah'a mahsustur. Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in Ailesine rahmet et
ve selâmet ver. Allah'ım! Benim günahlarımı bağışla ve rahmetinin kapılarını
bana aç)"
Sonra içeri girerken "Bismillah"
deyip sağ ayağını ileri atarak. Çıkışta ise, sol ayağını ileri atar ve yukardaki
duayı tekrar aynen okur. Yalnız
"Ebvâbe rahmetike" (Senin rahmet
kapılarını) yerine "Ebvâbe fadîike" İhsanının kapılarını (bana aç)"
def.
80- Ebû Humeyd
yahud Ebû Üseyd'den (Radıyallahu Anhüma) Re-sûlüllah Sallallahü Aleyhi ve
Sellem'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Sizden biriniz mescide girerken
Peygambere Salâtü selâm getirsin, sonra şöyle desin:
"Allâhümmeftah lî ebvâbe
rahmetike"
(Allah'ım! Bana rahmetinin
kapılarım aç). Çıkarken de:
"Allâhümme innî es'elüke min
fadlike"
(Allah'ım! Senin ihsanından Senden isterim)
söylesin.''[45]
Müslim'in rivayetinde: "Peygambere Salâtü Selâm getirsin" sözü yoktur. Bu
diğerlerinin rivayetinde vardır.
îbni Sünnî de rivayetinde:
"Çıkarken peygambere salâtü selâm getirsin
ve:
"Allâhümme e'izni
mineşşeytânirracîm"
(Allah'ım! Beni koğulmuş şeytandan
koru) desin." sözlerini ilave etmiştir. Bu ziyadeleri, îbni Mace, Ibni Huzeyme,
Ebû Hatem b. Hibban, sahihlerinde rivayet etmişlerdir.
81- Abdullah b.
Amr b. El-As, Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sel-lem'den rivayet ettiğine göre,
Peygamber mescide girerken şöyle buyururdu:
"Eûzü billahi* 1-azîmi ve
bivechihi'î-kerîmi ve suîtânihi'l-kadîmi
mineş-şeytânirrâcîmi."
(Allah'ın rahmetinden kovulmuş
olan Şeytandan, Yüce Allah'a, kerîm zatına ve daimî olan kudretine sığınırım)"
Peygamber buyurdu ki: "însan bu sözleri söydeği zaman, Şeytan: Bu adam diğer
günlerde de benden korundu. "[46]
82- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve
Sellem Mescide girdiği zaman:
"Bismillâhi, Allâhümme salli alâ
Muhammedin" (Allah'ın adıyla, Ey Allah'ım! Muhammed'e rahmet et) derdi.
Mescid-den çıktığı zaman da yine:
"Bismillâhi, Allâhümme sallı alâ
Muhammedin" derdi"[47]
Mescide girerken ve mescidden çıkarken Peygambere Salât getirmekle ilgili bu
hadîsi, yine biz İbni Ömer'in rivayetinden naklettik.
83- Hazreti
Hasan'ın oğlu Abdullah annesinden, annesi de Abdullah'ın büyük annesinden
(Hazreti Fatıme'den Radıyallahu Anha) yapılan rivayette, Hazreti Fatıme şöyle
demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescide girdiği zaman Allah
Tealâ'ya hamd ederdi ve Besmele getirirdi ve şöyle derdi:
"Allâhümmeğfir lî veftah lî ebvâbe
rahmeüke" (Allah'ım! Beni bağışla ve rahmetinin kapılarım bana aç) Dışarı
çıkınca da bunun gibi söyler ve şöyle bitirirdi:
"Allâhümmeftah lî ebvâbe fadlike"
(Allah'ım! Bana ihsanının kapılarını aç)"[48]
84- Ebû
Ümâme'den (Radıyallahu Anhu), o da Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den
rivayet ettiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz mescidden çıkmak
istediği zaman, İblis'in askerleri çağrışırlar ve onları, arılar anaları
etrafında toplandığı gibi bir araya getirip toplanırlar. Bunun için sizden
biriniz mescidin kapısında durduğu zaman:
"Allâhümme innî eûzü bike nıin
iblise ve cünûdihi" (Allah'ım! Ben, İblis'den ve askerlerinden Sana sığınırım)
desin; çünkü bunu söylerse, artık ona zarar veremez.''[49]
Mescidde Okunacak
Dualar
Mescid içinde Allah'ı zikretmeyi
çoğaltmak, tesbîh, tehlîl, tahmîd, tekbîr ve bunlardan başka zikirlerde
bulunmak müstehabdır. Yine çok Kur'ân okumak, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in hadîslerini okumak, fıkıh iimini ve diğer şeriat ilimlerini öğrenmek
müstehabdır.
Allah Tealâ şöyle
buyurur:
"Bu nûr, o mescidlerde yakılır ki,
onların yüce tamnmasını ve içlerinde isminin anılmasını Allah emretmiştir. Bu
mescidlerde sabah ve akşam (müminler) Allah'ı tesbîh ederler, (beş vakit namaz
kılarlar). Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir ahş-veriş, Allah'ı
anmaktan, namazı gereği üzere kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini
alıkoymaz. Onlar bir günden korkarlar ki, o günde (kıyamette) kalbler ve gözler
korkudan halden hale döner kıvranır."[50]
Yine Allah Teâlâ buyurur
ki:
"...Kim Allah'ın alâmetlerim (din
işlerini) büyük tanırsa, muhakkak ki bu kalblerin takvâsındandır."[51]
Yine Allah Teâlâ
buyurur:
"Kim, Allah'ın korunmasını
emrettiği şeylere hürmet gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için mutlak
hayırlıdır."[52]
85- Büreyde'den
(radıyallahu anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallalîahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"Mescidler, bina edildikleri şey
(zikir ve Kur'ân okumaktan ibaret ibadetler) için esastırlar."[53]
86- Enes'den
(Radıyallahu Anh):
' 'Mescid içinde idrar yapan bir
Bedeviye, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Bu mescidler,
ne bu idrar ve ne pisliklerden ibaret hiç bir şey için mahal olamaz. Mescidler
ancak Allah'ı zikretmek ve Kur'ân okumak içindir."[54]
Yahud Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunun benzerini söylemiştir.
(Namazda hem zikir, hem de Kur'an okumak olduğu için, camide namaz kılınmakla
her iki ibâdet yapılmış olur.)
Mescidde oturana, îtikâfı (ibâdet
niyeti ile beklemeyi) niyet etmek uygun düşer. Az bir zaman beklese dahi, bizim
mezhebimizde (şafii) îtikâf olur. Öyle ki, alimlerimizden bir kısmı: Yürüyüp
geçmek suretiyle mescide giren kimse, beklemese dahi, onun îtikâfı sahîh olur,
demiştir. Bu görüş sahibine göre, îtikâf faziletini elde etmek için, mescide
uğrayıp geçenin îtikâfa niyet etmesi uygun olur. Bunun da en faziletlisi, kısa
bir müddet bekleyip sonra geçip gitmektir.
Yine mescidde oturan kimsenin iyi
gördüğü şeyleri tavsiye etmesi, kötü gördüğü şeylerden insanları alıkoyması
uygundur. Böyle hareket etmekle, mescidler dışında olan insanlar görevli iseler
de, mescidlere tazim, hürmet ve saygı gösterme bakımından buralarda görev daha
kuvvetleşir.
Alimlerimizden biri demiştir ki,
mescide girip de, ya abdestsizlikten, ya meşguliyetten ya da benzeri hallerden
dolayı orada "Tahiyye-i Mescid Namazı (îki rekât mescide hürmet namazı) kılmak
imkânını bulamayan kimsenin, dört defa:
"Sübhânellâhi ve'î-hamdü lillâhi
ve lâ ilahe illâhu vellâhu ekber" (Allah noksanlıklardan münezzehtir. Hamd,
Allah'a mahsustur. AI-lah'dan başka ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür)
demesi müstehabdır. Selefden (önceki alimlerden) bir kısmı da bunu söylemiştir.
Bunu söylemekte bir beis yoktur.
Mescid İçinde Yitiğini Bağırarak Arayan
Yahut Satış Yapan Kimsenin İşini HoşGörmemek Ve Ona Beddua
Etmek
87- Ebû
Hureyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Bir kimse, mescid içinde yüksek
sesle yitiğini arayan adamı işittiği zaman:
"Lâ reddehaüahu
aleyke"
(Allah onu sana geri vermesin)
desin. Çünkü mescidler bu mak-sad için yapılmamıştır, "[55]
88- Büreyde'den
(Radıyaliahu Anh) rivayet edilmiştir: "Mescidde bir adam bağırıp şöyle dedi:
Kırmızı deveyi bulup da sahibini arayan kim? Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem buyurdu: LA VE-CEDTE (Aradığını) bulmayasın; mescidler, ancak ibâdet için
yapılmıştır.»[56]
89- Ebû
Hureyre'den (Radiyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sülüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Mescid içinde satan yahut satın
alan bir kimseyi gördüğünüz zaman:
"La erbahallâhu
Ticâreteke"
(Allah ticaretine kâr vermesin)
deyin. Yine orada yitiğini çağırarak arayan kimseyi gördüğünüz
zaman:
"Lâ reddellâhu
aleyke"
(Allah (onu) sana geri vermesin)
deyin."[57]
İçinde Ne İslâmı Öven, Ne Takvayı
Öğreten, Nede Ahlakın Güzelliklerine Teşvik Eden Sözbulunmayan Bir Şiir;
Mescidde Okuyan Kimseye Beddua Edilmesi
90-
(Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"Mescidde şiir okuyan kimseyi
gördüğünüz zaman ona üç defa:
"Faddellâhu fâke"
.
(Allah dişlerini kırsın) deyin."[58]
[1] Buhârî. Müslim.
[2] Buhârî.
[3] İbn-i Sünnî, Sahih bir isnadla Ebû Hüreyre (r.a.)'den.
Nesâî. Tirmizî.
[4] ibn-i Sünnî.
[5] İbn-i Sünnî.
[6] Ebû Dâvud. Nesâî.
[7] Ebû Dâvud. Nesâî. Hâkim,
el-Müstedrek.
[8] İbn-i Sünnî. Ebû Dâvud.
Tirmizî.
[9] İbn-i Sünnî.
[10] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî. (Tirmizî demiştir ki, bu
hadîs Hasen'dir.)
[11] Tirmizî.
[12] Buhârî.
[13] İbn-i Mâce. İbn-i Sünnî.
Nesâî.
[14] Buhârî. Müslim.
[15] Ebû Dâvud ve başka Sünen
sahipleri.
[16] Ebû Dâvud. Beyhakî
[17] Ebû Dlvud ve Tirmİzî, Ebû Hureyre (r.a)'den. lbn-i Mâce.
Beyhakî. Bu hadiss hasendir.
[18] İbn-i Sünnî, Enes (r.a)'den.
[19] Tirmizî. Ebû Dâvud. İbn-i Mâce. Nesâî, Ümmü Seleme
(r.anhâ)'den. (Tirmizî demiştir ki bu sahih bir
hadistin)
[20] Ebû Dâvud. Tirmizî. Nesâî ve başka sünen sahipleri.
Tirmizî: "Bu hadis Hasen'dir.1'
[21] Ibn-i Mâce, İbn-i Sünnî.
[22] Kur'ân-ı Kerim, Nûr Sûresi:
6
[23] Tirmizî (Tirmizî demiştir ki bu hadîs Hasen'dir
Sahîh'tir.
[24] Ebû Dâvud.
[25] Ebû Dâvud. Hasen bir isnadla. Hâkim,
el-Müstedrek.
[26] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî.
[27] İbn-i Sünnî. Bu hadisin isnadı
zayıftır.
[28] Kur'ân-ı Kerim, Âl-İ İmrân Sûresi:
(190-200).
[29] Buhârî. Müslim.
[30] Buhârî. Müslim.
[31] Tirmizî. Ebû Dâvud. Nesâî.
[32] Tirmizî.
[33] Ibn-i Sünnî. İbn-i Mâce.
[34] Müslim. Nesâî.
[35] Ebû Dâvud. Nesâî. İbn-i Mâce. Sahih isnadlarla rivayet
etmişlerdir.
[36] Ebû Dâvud. Tirmizî. İbnî Mâce. Nesâî. Hz. Aişe
(r.anhâ)'den.
[37] Ebû ibn-i Sünnî. Taberânî.
[38] Bunu Ebû Davud ve ondan başkası rivayet etmiştir. Yine
Saîd b. Zeyd, Ebû Sâid, Aişe, Enes b. Malik ve Sehl b. Sa'd Radıyallahu Anhüm
Hazretlerinden bize bu şekilde rivayet edilmiştir. Bu hadîslerin hepsi Beyhakî
ve ondan başkasının sünenlerinde bize rivayet edilmişse de bu hadislerin tümünü
Beyhakî ve ondan başka alimler zayıf görmüşlerdir.
[39] Müslim. Tİrmizî. Ibn-i Mâce.
Nesâî.
[40] Sünen-i Dârekutnî. Bu hadisin isnadı
zayıftır.
[41] Ahmed ibn-i Hanbel. İbn-i Mâce. îbn-i Sünnî. Bu hadîsin
isnadı zayıftır.
[42] Neseî. İbn-i Sünnî.
[43] Müslim, Ebû Dâvud. Ncsâî.
[44] Bu hadis zayıftır. Bunun ravilerinden biri, El-Vazi' b.
Nafi' El-Ukaylî'dir. Bu kimsenin zayıf bir ravi olduğunda ittifak vardır ve bu
Münker bir hadîs'tir. (Ravisi zayıflar). İbn-İ Sünnî'nin kitabında, Ebû Saîd
El-Hudrî'den (Radıyallahu Anh) Atıyyetü'l-Avf'ın aynı manada naklettiği hadis
bize rivayet edilmiştir. Ancak Atıyye de zayıf bir
ravidir.
[45] Müslim. Ebû Dâvud. Nesâî. tbn-i Sünnî. İbn-i Mâce.
Hâkim.
[46] Ebû Dâvud. Bu hadis hasendir. Ebû Davud, sağlam bir
isnadla bunu rivayet etmiştir.
[47] îbn-i Sünnî.
[48] İbn-i Sünnî. Tirmizî. İbn-i Mâce. Müsned-i Ahmed b.
Hanbel.
[49] İbn-i Sünnî.
[50] Kur'ân-ı Kerim, Nûr Sûresi:
36-37.
[51] Kur'ân-ı Kerim, Hac Süresi:
32
[52] Kur'ân-ı Kerim, Hac Sûresi:
30
[53] Müslim.
[54] Müslim. Buhârî. Nesâî. İbn-İ
Mâce.
[55] Müslim. Ebû Dâvud. Tİrmizî.
[56] Müslim.
[57] Tirmizî, (Tirmizî demiştir ki, bu hadis
hasendir.)
[58] İbn-i Sünnî
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.