Bil ki, ikamet halinde olan kimse
için gece-gündüz ve değişik hallerde müstahab olan daha önce belirttiğimiz
zikirler, yolcu için de yine müsta-habdır. Ayrıca bu bölümle ilgili zikirler
vardır ki, onlar maksada göre dağınık ve gerçekten çoktur. Ben Allah'dan yardım
dileyerek ve O'na güvenerek Allah Tealâ'nın izni ile bu zikirlere uygun
bölümler ayırarak onları özetleyeceğim,
İstihare Ve
İstişare
-(Allah'dan hayır istemek ve
danışmak)
Bil ki, kalbine yolculuğa çıkmak
düşüncesi kime gelirse, bu konuda na-sihatına güvendiği duygulu ve anlayışlı
bildiği din ve bilgisine güvendiği kimseye danışması müstahabdır. Allah Tealâ
şöyle buyurmuştur:
"(Ey Peygamber, yapılacak) işler
hakkında sen mü'minlerle istişare et "[1]
İstişarenin gereğine dair deliller çoktur. İstişarede bulunur da onu iyi
görürse, bunun için yüce olan Allah Tealâ'ya istiharede bulunur. Şöyle ki, farz
namazdan başka iki rekât namaz kılar ve daha önce bölümünde yazdığımız istihare
duasını okur. Bu istiharenin delili de, Buhârî'nin sahihinden nakledilen geçmiş
hadistir. Burada duanın edeblerini ve bu namazın şeklini takdim ediyoruz. Allah
en iyi bilendir.
Yolculuğa Karar Verdikten Sonra Yapılacak
Dualar Ve Zikirler
Yolculuk niyeti kesinleşince şu
işleri başarmaya önem vermelidir: Yapılması gerekli olan şeyleri tavsiye ve
vasiyyet etmelidir. Yapacağı vasiyet için şahid bulundurmalı. Arkadaşlık yaptığı
yahut işkurduğu kimselerle helallaşmalidır. Ana-babasının ve hocalarının
rızasını ve iyi ve şefkatli kimselerin duasını almalıdır.
Bütün günahlardan ve aykırı
hareketlerden Allah'a tevbe eder ve O'-ndan mağfiret diler. Yolculuk için
Allah'dan yardım ister. Yolculukla ilgili olan lüzumlu şeyleri öğrenmeye gayret
göstermelidir.
Eğer savaş için yola çıkılıyorsa,
savaşçının muhtaç olduğu muharebe işlerini ve duaları, ganimet işlerini,
savaştan kaçmanın büyük günahlardan olduğunu ve buna benzer şeyleri öğrenmeye
gayret etmelidir.
Eğer Hac ve-Ömre işi için yola
çıkıyorsa, hac ibâdetlerini öğrenir yahut bununla ilgili bir kitab yanında
bulundurulur. Hem öğrenir, hem de yanında kitab bulundurursa, daha iyi olur.
Savaş için yahut başka bir iş için yola çıkan kimse de böyle
yapmalıdır.
Muhtaç olduğu bilgileri öğrenmek
için yanında bir kitabın bulunması iyi olur. Eğer tüccar ise, ticaretin sahih ve
haram olan işlerini, mubah ve mekruh olan halleri ve tercih sebeblerini öğrenir,
Eğer insanlardan ayrı olarak ibâdet maksadı İle yolculuğa çıkmışsa, din
konusunda ihtiyaç duyulan şeyleri öğrenir. En önemli olan da bunu yapmaktır.
Eğer sefere çıkan avcılardan biri ise, avcıların muhtaç olduğu şeyleri yanında
bulundurduğu kitabdan öğrenir. Avlanması haram olan ve helâl olan hayvanlar,
helâl olan ve haram olan av aletleri, boğazlanmaları şart olan hayvanların
hangileri olduğu, köpek veya merminin öldürdüklerinde hangilerinin yeterli
olduğu ve bunlar gibi benzeri meseleleri öğrenmiş olur.
Eğer yola çıkan kimse çoban ise,
yalnız başına sefere çıkan gibi din işlerini ve insan haklarını, hayvanlara
yumuşak davranıîmasını, hayvanları iyi gözetip onlara güzel bakmasını bu
hususta dikkatli olmasını Öğrenir. Hayvan sahihlerinden, ihtiyaç duyulduğu
zaman hayvan kesebüme iznini de almalıdır.
Eğer bir devlet başkanından diğer
bir devlet başkanına yahut benzeri bir kimseye elçi olarak gönderilmişse
büyüklerle konuşma âdabı ile ilgili şeyleri öğrenmeye önem gösterir ve yapılacak
konuşmalarda verilecek cevaplan, ziyafet ve hediyelerden helal olan ile helâl
olmayanı, gözetilmesi gerekli tavsiyeleri, gizli şeylerden hangilerinin
açıklanacağını, hile ve aldatma yapılmayacağım, vefasızlığa sebebiyet verecek
haram şeylerin ne olduğunu ve bunlar gibi benzeri işleri öğrenir. Eğer ahş-veriş
için yahut ödünç işi için yahut diğer işler için vekil ise, yapacağı işlerle
ilgili meseleleri öğrenir. Satın alınması caiz olan ve caiz olmayan şeyleri,
satılması caiz olan ve olmayan mallan, tasarrufta bulunacağı ve bulunamayacağı
şeyleri, şahid tutmanın nerede şart olduğunu ve nerede buna gerek olmadığını,
hangi seferlere çıkıp çıkmayacağını öğrenir. Bütün isimleri geçen şu kimselerin
deniz ahvalini bilip deniz yolculuğu yapılıp yapılamayacağını tayin
edebilmelidirler. Andığımız bu meselelerin hepsi fıkıh kitabla-rında vardır.
Bunları bir araya getirip toplamak şu kitabımız için uygun değildir. Çünkü
burada benim maksadım özellikle zikirleri anlatmaktır. Bu bilgileri öğrenmek, bu
kitabın başında söylediğimiz gibi, zikirlerin gereği olan
şeylerdir.
Allah'dan başarı ve kendim için,
dostlarım için, bütün müslamanlar için
hayırlı akıbet dilerim.
Evinden Çıkmak İsteyenin Yapacağı Dualar
Ve Zikirler
Yola çıkacağı zaman iki rekât
namaz kılması müstahabdır. Âyetel-Kürsî'nin Fazileti:
533- Çünkü
Mut'im (Mukaddim) İbni'l-Mıkdâm (Radıyallahu Anha)ın naklettiği hadiste diyor
ki, Resûllüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Yolculuğa
çıkacak olan bîr kimse, ailesi yanında kıldığı iki rekât namazdan daha faziletli
bir şey bırakmış olamaz." Bunu Tabe-rânî rivayet etmiştir. Alimlerimizden biri
demiştir ki, birinci rekâtta Fati-ha'dan sonra "Kâfirûn" sûresini, ikinci
rekâtta da "İhlâs" süresini okumak müstahabdır. Bazıları da demiştir ki,
"Fatiha"dan sonra "Felak" süresini ve ikinci rekâtta da "Nâs" süresini
okur.
İki rekât namazı tamamlayıp selâm
verince "Âyetel-Kürsî"yi okur. Rivayet edildiğine göre, evinden çıkmadan önce
Âyetel-Kürsî'yi okuyan kimseye, evine dönünceye kadar bir fenalık isabet etmez.
Yine Kureyş" sûresini okumak müstahabtır.
Büyük İmam Ebû'l-Hasan El-Kazvini,
Şafi'i fukahasından, açık kera metler sahibi, yüksek meziyet ve ahlâk sahibi
şöyle demiştir: Kureyş sû" resini okumak, her kötülük için bir
koruyucudur.
Ebu Tahir İbni Cahşeviye de şöyle
demiştir: Bir yolculuğa çıkmak istemiştim, fakat yolculuktan korkuyordum.
Kazvinini'nin yanına vardım ki bana duâ etsin. Daha söze başlamadan
kendiliğinden bana dedi: Kim yolculuğa niyet eder de düşmandan yahut vahşi hayvandan korkarsa "Kureyş" sûresini okusun,
çünkü onu okumak her kötülüğe karşı bir emandır. Bunun üzerine ben de okudum ve
şu ana kadar bana bir fenalık dokunmadı. Bu okuyuşu yaptıktan sonra ihlâsla ve
duygulu bir kalb ile duâ etmek müstahab olur. Okuyacağı en güzel duâ
şudur:
' 'Allâhümme bike esteînu ve
aleyke etevekkülü. Aîiâhümme zelîil lî su '-ûbete emri ve sehhil aleyye
meşakkate seferî verzuknîmine'l-hayri eksera mimmâ etlubu vesrifannî külle
şerrin. Rabbi'şrahlî sadrı ve yessir lî emrî. Allâhümme innî estahfizuke ve
estevdi'uke nefsî ve dinî ve ehlî ve ekâribî ve külle mâ eriamte aleyye ve
aleyhim bihî min âhiratin ve dünyâ. Fah~ feznâ ecmaîne min külli sû'in, yâ
kerîmu!"
(Allah'ım! Senden yardım istiyorum
ve Sana güveniyorum. Allah'ım! İşimin güçlüğünü bana hafiflet ve yolculuğumun
zorluğunu bana kolay-laştir. Hayırdan istediğim rızkın çoğunu bana ver ve her
kötülüğü benden uzaklaştır. Rabbim, benim kalbimi genişlet ve işimi kolayladır.
Allah'ım! Ben, nefsimi, dinimi, ailemi, akrabamı, bana ve onlara dünyâ ve
ahiret işlerinden bütün ihsan ettiklerini koruyup muhafaza etmeni Senden
istiyorum. Her kötülükten hepimizi koru, ey ikram
sahibi!...)"
Allah'a hamd ve Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e salât ve selâm getirerek duaya başlar ve yine
bunlarla duayı bitirir.
Oturduğu yerden kalkıp gideceği
zaman, rivayet etiğimiz şu hadisi okur:
534- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, sefere çıkmak için oturduğu yerden kalktığı zaman:
"AHâhümme ileyke teveccehtü ve
bikeiğtesamtü. Allâhümmekfinî mâ hemmenî ve mâ lâ ehtemmü lehû. Allâhümme
zevvidnî ettekvâ vağfir lî zenbî ve veccihnî li'1-hayri eynemâ
teveccehtü."
(Allah'ım! Senin rızâna yöneldim
ve Sana güvendim. Allah'ım, önemsediğim ve önemsemediğim şeylerden beni koru.
Allah'ım, bana takvayı azık yap ve benim günahımı bağışla. Ben her nereye
yönelirsem, beni hayra yönelt.)"[2]
Evden Çıkarken Okunacak Dualar Ve
Zikirler
İnsan evinden çıktığı zaman
yapacağı zikirleri kitabın baş tarafında söylemiştik. Bunlar yolcu için de
müstahabdır. Ayrıca bu zikirleri çok yapmak, ailesiyle akrabaları ile,
arkadaşları ve komşuları ile vedalaşmak müstahabdır. Hem kendisine duâ
etmelerini ister hem de onlara duâ eder.
535- İbni Ömer
(Radıyallahu Anh) Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu
anlatmıştır.
"Bir şey Allah'ın korumasına
bırakılırsa, Allah onu korur!"[3]
536- Ebu
Hüreyre'den, o da Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'-den rivayetinde,
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Yolculuğa çıkan kimse, geride
bıraktığı kimselere şöyle desin:Sizi ,emanetleri zayi olmayana emanet
ediyorum.”[4]
537- Yine Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayetde Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
"Sizden biriniz yolculuğa çıkacağı
zaman, (din) kardeşleri ile vcdalaş-sm. Çünkü Allah Tealâ onların dualarına
hayır verir."
Yolcunun Vedalaşırken Okuyacağı
Dua:
Yolculuğa çıkan kimsenin
vedalaştiğı kimseye, Ebû Davud'un Süne-ninde rivayet edilen şu sözü söylemesi
sünnettir:
538- Kaze'a
rivayetinde demiştir ki, İbni Ömer (Radıyallahu Anhüma) bana şöyle dedi: Gel,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seliem benimle ve-dalaştığı gibi, ben de seninle
vedalaşayım:
"Senin dinini, emânetini ve
işlerinin sonunu Allah'ın himayesine bırakıyorum. "[5]
İmam Hattabî demiştir: Burada
emanet, insanın ailesi ve geriye bıraktığı şahıslar ve mutemedine teslim ettiği
mallardır.
Burada din de emanet konusu
olmuştur. Çünkü yolculukta meşakkat olduğu için, din işlerinde bazı aksamalar
olabilir.
539- Nafi yolu
ile İbni Ömer'den rivayet edildiğine göre, İbni Ömer şöyle demiştir: "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Selîem, bir adamla vadalaşa-cağı zaman onun elini tutar ve
adam Peygamber Salîallahu Aleyhi ve Sellem'in elini bırakmadıkça onunla
vedalaşmazdı ve Şöyle buyururdu: Senin dinini, emânetini ve işinin sonunu
Allah'ın himayesine bırakıyorum. "[6]
540- Salim'den
rivayet edildiğine göre, İbni Ömer yolculuk yapacağı zaman İnsana: "Bana yaklaş,
Resülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellemin bizimle vedalaştiğı gibi seninle
vedalaşayım." der. Sonra şöyle söylerdi: Senin dinini, emânetini ve işinin
sonunu Allah'ın himayesine bırakıyorum. "[7]
541- Sahih bir
isnadla Abdullah İbni Yezid El-Hatmî Es-Sahabî'den (Radıyallahu Anh) yapılan
rivayetde şöyle anlatmıştır: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Seliem (sefere
çıkan) askerle vedalaşacağı zaman şöyle buyururdu: Dininizi emânetinizi ve
işinizin sonunu Allah'ın himayesine bırakıyorum."[8]
542- Enes'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre; "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e bir adam gelip dedi ki: Ey Allah'ın Resulü, ben bir sefere (yolculuğa)
çıkmak istiyorum. Bana azık ver.
Peygamber (s.a.v) (ona) şöyle dedi: Allah sana azık olarak takvayı versin. (Adam
daha fazla duâ isteği ile) bana çoğalt, dedi. Peygamber (s.a.v): Günahını
bağışlasın, buyurdu. Bana çoğalt, dedi. Peygamber (s.a.v): Nerede olursan, seni
hayra Kavuştursun, buyurdu."[9]
Hayırlı Kimselerden Duâ Ve Öğüt
İstemek
543- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, bir adam (Peygambere)
şöyle dedi:
"Ey Allah'ın Resulü! Ben yolculuğa
çıkmak istiyorum, bana öğüt ver. Peygamber: Takva üzere bulun ve her yüksek yere
çıkınca Tekbir getir, buyurdu. Adam dönüp gidince Peygamber (s.a.v): Allah'ım
buna uzağı yaklaştır ve yolculuğu ona kolaylaştır." dedi.[10]
Mukim Misafirden Daha Faziletli Olsa
Bile, Mukimin Misafirden Hayırlı Yerlerde Kendisine Duâ Etmesini İstemesi
Müstahabdır
544- Ömer
İbni'l-Hattab'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle
anlatmıştır:
"Ömre ziyaretine (haccma) gitmek
için Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den izin istedim. İzin verip buyurdu:
Kardeşim, duandan bizi unutma. Bu şekilde peygamber bir söz söyledi ki, onun
karşılığında bütün dünya benim olsa, beni öyle sevindirmezdi." Diğer bir
rivayette Peygamber (Hazreti Ömer'e
şöyle) dedi: "Kardeşim, duana bizi
ortak yap.[11]
Hayvana Veya (Bir Vasıtaya) Binince
Okunacak Duâ
Allah Tealâ şöyle buyurmuştur:
"Allah sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyler yarattı,
onların sırtlarına binip oturasınız diye. Sonra onların üzerine oturunca
Allah'ın nimetini hatırlayıp şöyle diyesi-niz: (Bunları bizim hizmetimize veren
Allah'ın sânı ne yücedir! (O, bütün noksanlıklardan bendir. O'nun ihsanı
olmasaydı, biz bunlara güç ye-tiremezdik. Muhakkak ki biz Rabbimize dönmüş
olacağız.)"[12]
545- Ali İbni
Rabîa'dan sahih isnadlarla rivayete göre şöyle demiştir: Üzerine binmesi için
Ali İbni Ebû Talib'e (Radiyallahu Anh) bir hayvan getirildiği bir zamanda ben de
bulundum. Hz. Ali ayağını üzengiye koyduğu zaman "Bismillah" (Allah'ın adıyla)
dedi. Hayvanın sırtına binip oturduğu zaman:
"Elhamdülillâhillezî sehhara lenâ
hazâ vemâ künnâ lehû mugarrinin. Ve innâ ilâ rabbinâ
lemüngaîibûn,
"Bunları bizim hizmetimize veren
Allah'ın sânı ne yücedir! O'nun ihsanı olmasaydı, biz buna güç yetiremezdik.
Muhakkak ki biz, Rabbimize dönmüş olacağız." dedi.
Sonra üç defa "El-Hamdü Lillâh"
dedi. Sonra üç defa "Allahu Ekber" dedi. Sonra:
"Sübbâneke innî zaîemtü nefsî
fağfirlî innçhü lâ yağfiruzzünübe illâ ente."
"Alah'ım, Seni tenzih ederim. Ben
kendime yazık etlim, beni bağışla, çünkü günahları ancak Sen bağışlarsın" dedi.
Sonra güldü. Kendisine soruldu: Ey müminlerin Emiri neden güldün? Şöyle cevab
verdi:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'i gördüm, benim bu yaptığım gibi yapmıştı. Sonra gülmüştü. Ben (ona)
sordum: Ey Allah'ın Resulü, neden güldün? Şöyle dedi:
Noksanlardan, münezzeh olan senin
Rabbın, kulunun şöyle demesinden memnun kalır: Allah'tan başka günahları
bağışlayanın yok olduğunu bilerek: Allah'ım Benim günahlarımı bağışla.[13]
546- Abdullah
İbni Ömer'den (Radıyallahu Anhümâ) rivayet edildiğine göre: "Resülüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir sefere çıkarken devesi üzerine oturunca üç
defa tekbir getirirdi.Sonra (şu ayeti okurdu:"
"Bunu bizim hizmetimize veren
Allah'ın sânı ne yücedir. O'nun ihsanı olmasaydı biz buna güç yetiremezdik.
Muhakkak ki biz Rabbimize dönmüş olacağız. "Allah'ım, biz bu seferimizde senden
iyilik ve takva ve razı olduğun amel istiyoruz. Allah'ım, bizim bu
yolculuğumuzu kolaylaş-tır, uzaklığını bize yaklaştır. Allah'ım yolculukta sen
koruyucusun, aile hakkında da gözeticisin. Allah'ım, yolculuğun meşakkatinden,
üzüntülü halinden, mal ve aile hakkında kötü bir akıbetten Sana sığınırım."
Seferden dönünce de bunları söylerdi ve şunu sözlerine eklerdi: Tevbe ediciler
olarak, Rabbimize ibâdet ediciler olarak, hu m d ediciler olarak (seferimizden)
dönüyoruz!"[14]
Bu söz, Müslim'in rivayetidir. Ebû Davut rivayetine şunu ilâve
etmiştir:
"Peygamber ve askerleri hayvanlara
bindikleri zaman tekbir getirirlerdi. İndikleri zaman ise, teşbih ederlerdi
(Sübhânellah derlerdi.)
547- Abdullah
İbni Sercis'den (Radiyallahu Anh) yapılan rivayctdc şöyle demiştir: "Resûlüllah
Sallaliahu Aleyhi ve Sellem sefere (yola) çıktığı zaman yolculuğun güçlüğünden,
üzüntülü akıbetten, iyi halden kötüye dönmekten, zulme uğramışın duasından,
aile ve mal hususunda fena görüntüden Allah'a sığınırdı."[15]
548- Sahih isnadlaria Abdullah İbni Sercis'den
yapılan rivayete göre şöyle demiştir:
"Peygamber Sallaliahu Aleyhi ve
Sellem sefere çıktığı zaman şöyle buyururdu:
"Allâhümme ente's-sâhibu
fi's-seferi vel-halîfetü fi'l-ehli. Allâhüm-me innî e'ûzü bike min
va'sâi's-seferi ve keâbcti'l-munkaiebi ve mine'I-havri bade'I-kevni ve min
daveti'l-mazlûmi ve min sûi'l-manzari fil-ehü ve'1-mâli."
"Allah'ım! Yolculukta her şeye
sahih olan, geride kalan aile halkını koruyup idare eden sensin. Allah'ım!
Yolculuğun meşakkatinden, akıbet üzüntüsünden, iyi halden kötüye dönüşten,
haksızlığa uğramışın duasından ve mal ile ailede kötü görüntüden Sana
sığınırım."[16]
Bir Gemiye Binince Okunacak
Duâ
Allah Tealâ buyurdu: "(Nuh) dedi:
Allah'ın adım anarak (Bismillah diyerek) gidişinde ve duruşunda gemiye
bininiz."[17]
Yine Allah Tealâ buyurdu: "Allah
sizin için gemilerden ve hayvanlardan bineceğiniz şeyler yarattı."[18]
İki ayet sonuna kadar okunmalıdır.
Vasıtaya Veya Bineğe Binilirken Okunacak
Duâ
549- Hüseyin
İbni Ali'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde demiştir ki, Resûlüllah
Sallaliahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Gemiye bindikleri zaman şöyle
söylemeleri ümmetim için boğulmaya karşı bir güvencedir:
"Bismillâhi mecrâha ve mürsâhâ,
inne rabbî leğafurun ahim."
"Geminin gidişi de duruşu da
Allah'ın atlıyladır. Gerçekten Ruh hım çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
-Allah'ın büyüklüğünü gereği üzere bilemediler).[19]
Yolculukta Duâ Etmek
Mestahabdır
550- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde demiştir ki Resûlüllah
Sallaliahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Üç duâ vardır ki, onlar müstecabdır
(kabul olunurlar), onlarda şübhe yoktur: Haksızlığa uğramışın duası, yolcunun
(müsafirin) duası, babanın çocuğuna duası. "[20]
Yolcunun Yüksek Ve Benzeri Yerlere
Çıkışında Tekbir Getirmesi Ve Vadi GibiYerlere İnmesi Halinde Tesbîhde
Bulunması
551- Câbir'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle anlatmıştır: "Biz yüksek yerlere
çıktığımız zaman tekbir getirirdik (Allahu Ekber, derdik), indiğimiz zaman
tesbihde bulunurduk (Sübhânellah, derdik)."[21]
552- "insanın
bir hayvana binince okuyacağı Duâ" bölümünde bundan önce sahih hadis olarak
İbni Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde şöyle
demişti:
''Peygamber ve onun akserleri
yüksek yerlere çıktıkları zaman tekbir getirirlerdi. Aşağı indikleri zaman
teşbih yaparlardı."[22]
553- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde şöyle de -mistir: "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem hacdan yahut ömreden döndüğü zaman her yüksek yere
yahut bir tepeye çıkınca üç defa tekbir getirirdi. Sonra, şöyle
buyururdu:
"Lâ ilahe illallahu vahdehû lâ
şerike lehû. Lehu'I-müIkü velehü'I-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir. Âyibûne
tâibûne âbidûne sâcidûne lirabbi-nâ hâmidûnesadaka'llâhu va'dehû venasara abdehû
vehezeme'l-ahzâbe vahdehû."
"Allah'dan başka hiç bir İlâh
yoktur; yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur. Bütün mülk O'nundur. Hamd O'na
mahsustur. O, her şeye kadirdir. Tevbe ediciler olarak, ibâdet ediciler olarak,
secde ediciler olarak, Rabbimize hamd ediciler olarak dönüyoruz. Allah sözünde
sadık olmuştur, kuluna yardım etmiştir ve yalnızca düşmanları perişan
etmiştir."[23]
554- Ebû Musa
El-eş'arî'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde demiştir ki: Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile
beraberdik. Bir vadi üzerine çıktığımız zaman Tehlîl ve Tekbîr getirirdik (Lâ
ilahe illallah ve A İla hu Ekber, derdik.) Böylece seslerimiz yükselmişti. Bunun
üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: Ey inşalar! Kendinize
zorluk çıkarmayın; çünkü siz ne işitmeyene, ne de gaibde olana
seslenmiyorsunuz. Alİalı sizinle beraberdir. Rahmeti ile yakındır, her şeyi
(gizli aşîkâr) işitendir."[24]
555- Öğüt almak
bölümünde, daha önce Tirmi/î*nin kitabından naklettiğimiz hadisi şerifde
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştu: "Daima Allah'dan bir
korku üzere bulun ve (yolda giderken) her yüksek yerde tekbir
getir.
556- Enes'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayet de şöyle demiştir: "Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem yeryüzünden yüksek bir yere çıktığı zaman şöyle buyururdu:
"Allâhümme leke'ş-şerefu alâ külli şerefin ve leke'l-hamdü alâ külli hâlin."
(Allah'ım! Her şeref ve yükseklik üze-irde şeref, Sana mahsustur. Her halde de
hamd Sanadır."[25]
Hayvanı Ürküp Kaçan Kimsenin Okuyacağı
Duâ
557- Abdullah
İbni Mes'ud'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayette Resûlüllah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in şöyle buyurduğunu anlatmıştır: "Sizden birinizin hayvanı ıssız bir
arazide ürküp kaçtığı zaman şöyle seslensin: Ey Allah'ın kullan tutuklayin, ey
Allah'ın kullan tutuklayın!... Çünkü Aziz ve yüce olan Allah'ın yeryüzünde
(göremediğiniz) bir yaka-layıcısı vardır, o hayvanı
tutuklar."
Derim ki: İlim bakımından büyük
olan hocalarımızından biri bana şöyle anlatmıştır: Onun bir hayvanı
-hatırladığıma göre bir katırı ürküp kaçtı. O kimse bu hadîsi biliyordu. Bunu
söyledi, hemen Allah o hayvanı za- • man geçmeden tutuklatıp onlara gönderdi.
Ben de bir defa cemaatle beraberdim. İnsanlar arasından bir hayvan ürküp kaçtı.
Onu yakalayama-dılar. Ben hadisi şerifde emredilen sözleri söyledim de,
söylediğimden başka bir sebeb olmaksızın derhal hayvan durdu. (Böylece
yakalanmış oldu.)[26]
Serkeş Olan Hayvan Üzerinde Okunacak
Duâ
558- Din
ilimlerinde kemal ve üstünlük vasıflarını, diyanet ve takvası ile bir araya
toplamış bulunan1 Tabi'în âlimlerinin büyüğü meşhur Ebu Abdullah Yunus'dan
(Allah kendisine rahmet etsin) yapılan rivayet de şöyle demiştir: "Hayvanında
serkeşlik bulunan kimse hayvanının kulağına şu ayeti okursa, muhakkak Allah
Tealâ'nın izni ile hayvan duraklar:
"Efeğayra dinSâhi yebğûne ve îehû
esleme men fissemâvâti vel arzı tav'-an ve kerhen ve ileyhi
yurcaûn."
"Onlar Allah'ın dininden başkasını
mı arıyorlar? Oysa ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O'na boyun
eğmiştir. Sonunda da O'na döndürüleceklerdir."[27]
Bir Kasabaya Girmeyi İstesin Yahut
İstemesin Onu Görünce Yolcunun Okuyacağı
Dualar
559- Süheyb'den
(Radiyallahu Anh) yapılan rivayete göre şöyle
anlatmıştır:
"Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, içine girmek istediği bir köyü gördüğü zaman muhakkak şöyle
derdi:
"Allâhümme
rabbe's-semâvâti's-seb'i ve mâ ezlelne ve'1-erazîne's-seb'i ve mâ akleine ve
rabbe'ş-şeyâtîni ve mâ adlelne ve rabbe'r-riyâhi ve mâ zereyne, es'elüke hayre
hazihi'I-karyeti ve hayre ehlihâ ve hayre mâ fîhâ ve neûzü bike min şerrihâ ve
şerri ehlihâ ve şerri mâ fîhâ."
"Ey yedi kat göklerin ve bunların
barındırdıklarının, yedi kat arzın ve bunların taşıdıklarının Rabbı ve
şeytanlarla şeytanların saptırdıklarının Ruhlu ve rüzgârların bunların
savurduklarının Rabbı olan Allah! Senden bu köyün hayrını, halkının hayrını ve
içinde bulunanların hayrını istiyorum. Bu köyün kötülüğünden halkının
kötülüğünden ve köy içinde bulunanların kötülüğünden Sana sığınırım."[28]
560- Hazreti
Aişe'den yapılan rivayete göre, o şöyle anlatmıştır: "Re-sûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem bir yere girmek istediği zaman orayı görünce şöyle
derdi:
"Allâhümme innîes'elüke min hayrı
hazihi ve hayri mâ cema'te fîhâ. Ve eûzü bike min şerrihâ ve şerri mâ cema'te
fîhâ. Allâhümme'r-zuknâ, hayâhâ ve e'iznâ min vebâhâ ve habbibnâ ilâ ehlihâ ve
habbib sâJihî ehlihâ ileynâ.
"Allah'ım! Bu yerin ve bu yerde
topladığın bereketlerin hayrını Senden istiyorum. Buranın kötülüğünden ve
içinde topladığın şeylerin kötülüğünden Sana sığınıyorum. Allah'ım, buranın
bolluğu ile bizi rızıklan-dır ve vebasından (hastalığından bizi koru. Halkına
bizi sevdir. İyi halkını da bize sevdir)."[29]
İnsanlardan Yahut Başka Şeyden Korkunca
Okunacak Duâ
561- Sahih bir
isnadla Ebû Musa El-Eş'arî'nin şu hadisini daha önce
yazmıştık:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir toplumun tehlikesinden korktuğu zaman şöyle
derdi:
"Allâhümme innâ nec'aiüke
fînuhürihim ve neûzü bike min şurûrihim."
"Allah'ım, Senin gücünle onların
boğazlarını tıkarız ve onların kötülüğünden de Sana sığınırız.)"[30]
Bu dua yanında musibet dualarını
ve anlattığımız başka duaları okumak iyi olur.
Cin Ve Şeytanlar Şekillere Bürünerek
Yolcuya Göründüklerinde Okunacak Duâ
562- Cabir'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayette Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
"Cinler-şeytanlar, şekillere
bürünüp size göründükleri zaman, (onları savmak için) ezan okuyun."[31]
Derim ki, El-ğîlân" şeytan ve
cinlerden bir cinstir. Bunlar onların sihirbazlarıdır. Bunların kötülüğünü
ezanla savın; çünkü şeytan ezanı işitince dönüp kaçar manası murad
edilmektedir.
Biz "insana arız olan şeyler"
bölümünün başında Şeytan saldırısı için yapılacak dua ve zikirler arasında bunun
benzerini daha önce yazmıştık. Bu konuda zikredilen Kur'an ayetlerini okumanın
da uygun olduğunu söylemiştik.
İnsanın Bir Yerde Konaklayınca Okuyacağı
Dualar
563- Havle
binti Hakim'den (Radıyallahu Anha) yapılan rivayete göre, o demiştir ki,
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu dinledim: "Kim bir
yere inip konaklar da sonra şu sözleri söylerse, o yerinden göç edinceye kadar
hiç bir şey ona zarar veremez:
Eûzü bikeh'mâtihi't-tâmmâti min
şerri mâ haleka."
"Ayıpvenoksanı bulunmayan Allah'ın
kelimelerine (Kur'anına) sığınırım, yarattığı şeylerin kötülüğünden..."[32]
564- Abdullah
İbni Ömer İbni'l Hattab'dan (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayete göre, şöyle
anlatmıştır:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Selîem yolculuğa çıktığı zaman akşam olunca şöyle
buyurdu:
"Ya arzu rabbî ve rabbükillâhu.
Eûzü billahi min şerriki ve şerri mâ fîki ve şerri mâ hulika ftki ve şerri mâ
yedibbu aleyki. Eûzü bike min ese-din ve esvede ve mine'l-hayyeti ve'1-akrebi ve
min sakini'1-beledi ve min vâlidin ve mâ velede."
"Ey arz! Benim ve senin Rabbın
Allah'dır. Senin şerrinden, sende olanın şerrinden, sende yaratılanın
şerrinden, üzerinde dolaşanların şerrinden Allah'a sığınırım. Aslandan,
soyguncudan, yılandan, akrebden, beldelerde oturan cinlerden, İblisden ve
şeytanlardan Rabbım Sana sığınırım. "[33]
(Yerin sakinleri) sözünden maksad yeryüzünde yaşayan cinlerdir. Vâlid (Doğuran)
sözü ile İblis ve doğurduğu şeyle de, şeytanlar murad edilmiş
olabilir.
Seferden (Yolculuktan) Dönünce Okunacak
Duâ
Sünnet olan, Yolcu yüksek bir yere
çıkınca yolcunun Tekbir getirmesi bülümünde biraz önce anlattığımız İbni Ömer'in
hadisini söylemektir.
565- Enes'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöye anlatmıştır: Ben, Ebû Talha ile Safiyye
de Peygamberin devesi üzerinde peygamberin arka tarafında olduğu halde,
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile (Hayber'den Medine'ye) dönüyorduk.
Medine'nin görünüm yerine vardığımız zaman Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurmuştu:
"Âyibûne, tâibûne,âbidûne
lirabbinâ hâmidûne."
"Tevbe ediciler olarak, ibadet
ediciler olarak, Rabbimize ha in d ediciler olarak dönüyoruz.” Medine'ye
varıncaya kadar bunu söyler dururdu[34]
Misafirin Sabah Namazından Sonra
Okuyacağı Dualar
Bil ki, Müsafir olmayanın sabah
namazından sonra okuyacaklarını misafirin de okuması iyi olur. Bunun da
açıklaması geçmişti. Bununla beraber şu rivayet ettiğimizi de söylemesi
müstahab olur.
566- Ebû
Berze'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre, şöyle
demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem sabah namazını kılınca,- (ravi der ki, sadece yolculukta olduğunu
bilemiyorum)- arkadaşlarına duyuracak şekilde sesini yekseltip şöyle
derdi:
“Allâhümme aslıh Iî dîniyellezî
cealtehu ismete emrî. Allâhümme aslih lî dünyâyelletî cealte fîhâ
meâşî."
"Allah'ım! Benim işimin temeli
kıldığın dinimi düzelt. Allah'ım! İçinde geçimimi kıldığın dünyamı düzelt" ve
üç defa:
"Allâhümme, aslıh lî âhiretilletî
cealte ileyhâ mercii.
"Allah'ım! Dönüşümü kendesine
yaptığın âhiretimi benim için düzelt)
ve üç defa:
"AHâhümme eûzü birizâke min
suhtike, Allâhümme eüzü bike."
"Allahım! Gazabından Senin rızâna
sığınırım. Allâhım Sana sığınırım)
ve üç defa:
"Lâmâni'a limâ a'teyte ve lâ
mu'tiyelimâ mena' te velâ yenfa'u zel-ceddi
minke'l-ceddü."
"Senin verdiğini engelleyici
yoktur, vermediğini de verecek kimse yoktur. Zengine (zenginliği) fayda vermez,
zenginlik ancak Sendendir)."[35]
Memleketini Görünce Okunacak
Duâ
Bu bölümden önceki Enes'den
naklettiğimiz hadisi söylemek, bir köyü gördüğü zaman okunacak dualar
bölümündekini okumak müstahab olduğu gibi şunu da okur:
"Allâhümme'c-al lenâ bihâ karâren
ve rızkan hasenen." "Allah'ım, burada kararlaşmayı bize nasib et ve güzel nzık
ver)."
Seferden (Yolculuktan) Dönüp De Evine
Girince Okunacak Duâ
567- İbni
Abbas'dan (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayet de şöyle anlatmıştır: "Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem seferinden dönüp de evine girdiği zaman şöyle
buyururdu:
"Tevben tevben Hrabbinâ evben lâ
yuğâdiru havben."
(Rabbimize yönelerek tevbemizin
kabulünü istiyoruz. (Rabbimiz bağışlayınca) günah bırakmaz)."[36]
Yolculuğundan Dönen Kimseye Okunacak
Duâ
Yolculuğundan dönen kimseye: "Seni
selâmet üzere getiren Allah'a hamd olsun" yahut: "Çevreni muhafaza edip toplayan
Allah'a hamd olsun" demek yahut buna benzer söz söylemek iyi
olur.
Allah Tealâ şöyle
buyurmuştur:
"Eğer şükrederseniz elbette size
(nimetlerimi) çoğaltırım."[37]
Bundan sonraki bölümde yine bu
konuda Hazreti Aişe'nin (Radıyalla-hu Anha) hadisi vardır.
Savaştan Dönen Kimseye Okunacak
Duâ
568- Hazreti
Aişe'den (Radıyallahu Anha) yapılan rivayetde o şöyle demiştir: "Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir savaşta idi. (Savaştan dönüp de) eve girince onu
karşıladım ve elinden tuttum. Dedim ki: Seni zafere ulaştıran, seni üstün kılan
ve sana ikram eden Allah'a hamd olsun. .."[38]
Hacdan Dönen Kimseye Okunacak Duâ Ve
Hacının Okuyacağı Duâ
569- İbni
Ömer'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde, o şöyle
anlatmıştır:
"Bir genç Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e gelip şöyle dedi: Ben hac yapmak istiyorum. Bunun üzerine
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onunla beraber yürüdükten sonra şöyle
dedi:
"Zevvedekallâhu't-takvâ ve
vecceheke fi'1-hayri ve kefâke'I-hemme."
"Ey Genç! Allah sana takvâ'yı azık
yapsın, seni hayırlara yöneltsin ve seni üzüntüden korusun." Genç dönüp geldiği
zaman, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Selleme selâm verdi. Peygamber (ona)
şöyle dedi:
"Gabilellâhu hacceke ve ğafera
zenbeke ve ahlefe nefegateke."
"Ey genç! Allah haccını kabul
etsin, günahlarını bağışlasın ve harcadığının
yerine sana rızık versin."[39]
570- Ebu
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allah'ım, hac yapanın günahını
bağışla, hac yapan kimsenin dua ettiği kimseden de günahı bağışla. "[40]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.