Önüne Yemek Getirilen Kimsenin Okuyacağı
Dua
571- Abdullah
İbni Amr Îbni'-As'dan (Radıyallahu Anhüma) rivayet edilmiştir. O da Peygamber
Saüallahu Aleyhi ve Sellem'den anlatarak demiştir ki, Peygambere bîr yemek
takdim edildiği zaman şöyle derdi:
“Allâhümme bârik lenâ ffmâ razaktenâ ve kmâ
azâbe'n-nâr. Bismillâhi..."
"Allah'ım, bize rizık verdiğin
şeylerde bize bereket ver ve bizi ateş azabından koru. Bismillah (Allah'ın
adıyla yemeğe başlarım.)"[1]
Yemek Sahibi Müsafirlerine Yemek İkram
Edince; Onlara: "Yeyiniz" Yahut Bu Manada Söz Söylemesi
Müstahabdır
Bil ki, yemek sahibi müsafirine
yemek ikram ettiği zaman ona: "Bismillah, yahut yiyiniz, yahut zikirle
başlayınız, yahut buna benzer yemeğe başlama iznini belirten sözler söylemesi
iyi olur. Bu şekilde söz söylemek vacib değildir. Sadece müsafirlere yemek
takdim etmek yeterlidir. Bir izin sözü şart kılınmaksızın sade böyle bir
takdimle yemek yiyebilirler. Fakat bazı alimlerimiz demiştir ki, muhakkak izin
anlamında bir söz gereklidir. Doğru olan evvelki sözdür. Bu konuda izin sözünün
bulunmasını ifade eden sahih hadisler müstahab
anlamındadır.
Yemek Ve İçmek Zamanında Besmele
Getirmek
572- Ömer İbni
Ebi Seleme'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan riva-yetde demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur. "Allah'ın ismini an ve sağ
elinle ye."[2]
573- Hazreti Aişe'den (Radıyallahu Anha) yapılan
rivayetde demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
Sizden biriniz yemek yiyeceği zaman başında Allah Tealâ'nın ismini ansın
(Bismillah, desin). Eğer başta Allah'ın ismini anmayı unutursa, şöyle
desin:
"Bismillâhi evvehhû ve âhirehû."
"Hem başında, hem de sonunda Allah'ın ismini anarım."[3]
574- Cabir'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "İnsan evine girer de, girdiği zaman
Allah Tealâ'yi anarsa, yemek yediğinde de anarsa (Bismillah, derse) Şeytan
(arkadaşlarına) der ki size (burada) gecelemek ve yemek yoktur. Fakat insan
evine girer de, girdiği zaman Allah Tealâ'yı anmazsa şeytan şöyle der: Siz
geceleyecek yere kavuştunuz. İnsan yemeğinde Besmele çekmezse (Allah Tealâ'yı
anmazsa), Şeytan derki; hem geceleyecek yere, hem de akşam yemeğine
kavuştunuz."[4]
575- Enes'den
(Radıyallahu Anh) rivayet edilen hadisi şerifde Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'in açık mucizelerinden biri vardır. Şöyle ki, Ebû Talha ve (zevcesi) Ümmü
Süleym, Peygamberi yemeğe davet ettikleri zaman, Enes der ki (yemek bir kişi
için hazırlanmıştı. Oysa ki Peygamber yanında bulunan seksen kadar sahâbiyi de
beraberinde götürdü. Peygamber önce Besmele getirdi) sonra Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem buyurdu: (Dışarıda bulunanlardan) on kişiye izin ver (içeri
girsinler ve yesinler. Ebû Talha da izin verip içeri girdiler, (yemeğe
oturdular). Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem (onlara)
buyurdu: Yiyiniz ve Allah Tealâ'yı anın (Besmele çekin). Onlar da yediler.
Seksen kişiye (onar onar) uygulayacak şekilde bunu yaptı.[5]
576- Huzeyfe'den (Radiyallahu Anh) yapılan
rivayette şöyle demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem ile bir yemekte bulunduğumuz zaman, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem başlayıp elini koymadıkça biz ellerimizi (yemeğe) koymazdık. Bir defa biz
Peygamberle bir yemekte bulunuyorduk. Hemen bir cariye gelip acele olarak elini
yemeğe uzatmak istedi. Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem elini engelledi.
Sonra bir bedevi geldi, (yemeğe uzanmak için) acele etti. Peygamber hemen elini
tuttu. Bundan sonra Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: Yemek
üzerine Besmele çekilmemek halinde Şeytan o yemeğe hak kazanmış olur. İşte
Şeytan bu cariye ile geldi ki, yemekten yesin. Ben de elini engelledim. Sonra
Şeytan bu Bedevi ile geldi, yemekten yesin diye. Ben de bunun elini tuttum.
Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu ikisinin elile beraber
Şeytanın eli benim elimdedir. (Besmele ile onların bereketsizlik tasarrufunu
engellerim). Sonra Peygamber Allah'ın ismini andı (Besmele çekti) ve yedi!"[6]
577- Sahabi olan Ümeyye İbni Mahşi (Radıyallahu
Anh) den yapılan rivayetde o şöyle demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem oturuyordu. Bir adam da yemek yiyordu. Adam bir lokma kalıncaya kadar
Besmele yapmamıştı. Son lokmayı ağzına kaldırınca, Bismillâhi evvelehû ve
âhirehû, dedi. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem güldü, sonra
buyurdu: Şeytan bununla beraber yeyip duruyordu; fakat Allah'ın adını anınca
Şeytan karnmdakileri kustu. "[7]
Hadisi şerifin yorumu şöyle; Yemek
yemekte olanın başlangıçta Besmele çekmediğini Peygamber bilmiyordu. Bunu işin
sonunda anladı. Yoksa adamı daha önce uyarırdı.
578- Hazrati
Aişe'den (Radiyallahu Anha) yapılan rivayetde, o şöyle anlatmıştır: Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem arkadaşlarından altı kişi arasında yemek yiyordu.
Sonra bir a'rabî gelip ondan iki lokma yedi. Bunun üzerine Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu: Bu (beraberinde şeytan ile gelen) adam
besmele getireydi, onun besmelesi size de yeterdi. (Bunun besmelesiz yemesi
onun şeytanını engelleyemediği gibi, size de zararı olmuştur. Besmele getirseydi
sizin içinde yeterli olur-du.)"[8]
579- Cabir
(Radiyallahu Anh)ın Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel-Iem'den anlattığına göre
Peygamber (s.a.v) şöyle dedi:
"Yemeğinde Besmele yapmayı unutan
kimse, yemeği bitirince ihlâs sûresini okusun[9]
Ben derim ki, yemeğin başında
Besmele getirmenin müstahab olduğu görüşünde âlimler görüş birliğine
varmışlardır. Eğer başlangıçta kasden, yahut unutarak, yahut zorlanarak, yahut
başka bir sebebten dolayı Besmeleyi terk ederse ve sonra yemek arasında Besmele
getirmeye imkân bulursa, geçen hadisden dolayı Besmele getirmesi ve şöyle
demesi müstahab olur: "BismiJlâhi evvekhû ve âhirehû." Hadisde böyle varid
olmuştur.
Su, süt, bal, çorba ve diğer
içecekleri içerken, yemeklerin hepsinde anlattığımız gibi Besmele getirilir.
Mezheb âlimlerimizden ve diğer âlimlerden bir kısmı demişlerdir ki, Besmele
çekmek için başkalarına bir uyarma olsun ve kendine uyulsun diye, Besmeleyi
sesli olarak yapmak müsta-habdır. En doğrusunu Allah
bilir.
Bilinmesi gereken en önemli şey,
Besmelenin şeklini ve kifayet mikda-rını bilmektir. Bil ki, en faziletli olan:
"Bismillâhirrahmânirrâhîm." demektir. Eğer yalnız "Bismillah" denirse yeterli
olur ve sünnet yerine gelir. Besmele konusunda cünub ve hayız olanlar ve başka
bir halde bulunanlar eşittir, besmele getirirler. Bir arada yemek yemekte
olanlardan her birinin Besmele getirmesi uygundur. Fakat bunlardan birinin
besmelesi, diğerleri için de yeterlidir. İmam Şafi'i (Rahimehullah) buna delil
göstermiştir. Ben İmam Şafi'i'nin hal Tercemesinde (Tabakat Kitabında) bunu çok
kimselerden naklettim. Besmele işi, selâm alma ve aksirana teşmit yapma
(Yerhamukellah söyleme) işine benzer. Toplum içinden bir kişinin mukabelede
bulunması kifayet eder.
Yiyecek Ve İçecek
Ayıblanmaz
580- Ebû
Hüreyre'den (Radıyalllahu Anh) yapılan rivayetde şöyle
demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem hiç bir zaman yemeği ayıbla-mamıştır. Yemek hoşuna gitmişse onu yemiştir.
Hoşuna gitmemişse onu yememiştir. Müslim'in diğer bir rivayeti şöyle: "Yemek
hoşuna gitmemişse, susmuştur. "[10]
581- Sahabi
olan Hülb'den yapılan rivayetde, O şöyle demiştir: "Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'i dinledim: Bir adam ona sordu. Yemeklerden öylesi vardır ki,
ondan kasılıyorum (canım çekmiyor). Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurdu. "Seni hıristiyanhğa benzetecek bir işin (hissin duygunun) senin
kalbinde yeri olmasın"[11]
Gerek Duyulduğu Zaman Bu Yemeği İçim
Çekmiyor Yahut Bunu Yemeyi Adet Edinmedim" Ve Benzeri Söz Söylemek
Caizdir
582- Halid îbn
Velid'den (Radıyallâhu Anh) keler hayvanı ile ilgili rivayet edilen
hadisde, kızarmış olarak keleri
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e takdim ettikleri zaman, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem elini ona uzattı. Dediler ki, bu kelerdir, yâ
Resûlellah! Bunun üzerine Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem elini
kaldırdı. Halid sordu: Keler harammıdır, yâ Resûlellah? Peygamber (s.a.v.):
"Hayır, fakat benim kavmimin memleketinde bulunmuyor. Onun için bundan
hoşlanmıyorum." buyurdu.[12]
Yediği Yemeği İnsanın
Övmesi
583- Cabir'den
(Radıyallâhu Anh) rivayet edildiğine göre: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem (yemek için) ailesinden katık istedi. Dediler ki, sirkeden başka bir
katığımız yoktur. Peygamber (s.a.v) sirkeyi istedi. Sonra ondan yiyerek şöyle
demeğe başladı: Sirke ne güzel bir katıktır! Sirke ne güzel bir katıktır!"[13]
Oruçlu Olduğu Halde Bir Yemekte Bulunan
Kimse, Yemiyecekse Okuyacağı Dua
584- Ebû
Hüreyre'den (Radiyallahu Anh) yapılan rivayetde o demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem söyle buyurdu:
"Sizden biriniz (yemeğe) davet
edildiği zaman kabul etsin. Oruçlu ise duâ etsin, değilse yesin."[14]
İbni Sünnî'nin kitabında bundan
başka bir hadis rivayet ettik. Orada şöyle buyurmuştur: "Eğer oruçlu değilse
yesin. Eğer oruçlu ise davet edene bereket dilesin."
Davet Edilen Kimsenin Arkasına Başka Biri
Takıldığı Zaman Davet Edilen Ne Söyler
585- Ebû Mes'ud
El-Ensarî'den (Radıyalfahu Anh) yapılan rivayetde, O şöyle anlatmıştır: "Bir
adam Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem için hazırladığı beş kişilik bir
yemeğe Peygamberi davet etti. Bunların arkasına bir adam takıldı. Kapıya
varınca Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem {ev sahibine) buyurdu: Bu adam
bize uyup geldi. İstersen ona izin ver, istersen dönsün. Adam: Ben buna izin
veriyorum, yâ Resûlellah, dedi."[15]
Yemek Âdabına Uymayana Öğüt Ve Edeb
Vermek
586- Ömer İbni
Ebi Seleme'den (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde, O şöyle anlatmıştır:
"Ben, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in himayesinde bulunan bir
çocuktum. (Yemek yerken) elim tabağın etrafında dolaşıyordu. Bunun üzerine
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle dedi: Ey çocuk! Allah
Tealâ'nın adını an (Besmele getir), sağ elinle yemek ye ve önünden ye (elin
tabağın etrafında gezmesin).[16]
Buhârî'nin diğer bir rivayeti
şöyle: "Bir gün Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile yemek yedim. Tabağın
etrafından yemeğe başladım. Bunun üzerine Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bana şöyle dedi: Önünden ye."
587- Cebele
İbni Süheym'den yapılan rivayetde o şöyle anlatmıştır: Ben ve İbni Zübeyr bir
kıtlık yılma uğradık. Sonra yiyecek olarak bize hurma verildi. Abdullah İbni
Ömer de (Radıyallahu Anhüma) biz hurmaları yerken bize tesadüf etmişti. Bize
diyordu ki, (hurmaları) ikişer yemeyeniz; çünkü Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem, ikişer ikişer yemeği yasaklardı, sonra
"Ancak kişi kardeşinden izin
alması halinde (ikişer) yiyebilir." buyurdu.[17]
588- Seleme
İbni'l-Ekvâ'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde, o şöyle
anlatmıştır:
"Bir adam Peygamber Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanında sol eli ile yemek yedi. Peygamber (ona): Sağ elinle
ye, buyurdu. Adam dedi ki, gücüm yetmiyor. Peygamber ona: Gücün yetmez otsun,
dedi. Adam kibrinden dolayı bu muhalefeti (peygambere) yapmıştı. Artık adam
elini ağzına kaldıramadı. "[18]
Derim ki, bu adamın ismi Büsr olup
Ra'i'-Ayr'ın oğludur. Aynı zamanda Sahabî'dir. Ben bunun durumunu Müslim
şerhine bu hadis münasebeti ile uzunca anlattım. Allah en iyisini
bilendir.
Yemek Üzerinde Konuşmak
Müstahabdır
Bu konu üzerinde, daha önce
"Yemeği övme" bölümünde anlattığımız Cabir'in hadisi vardır. Ebû hamid
El-Gazalî İhya kitabının "Yemeğin edebleri" bölümünde şöyle demiştir: Yemek
yiyenler yemek sırasında iyi şeyler konuşmalıdırlar ve yemekler üzerinde ve
diğer şeyler hakkında iyi kimselerin hikâyelerini
anlatmalıdırlar.
Yemek Yeyip De Doymayan Kimse Ne Söyler
Ve Ne Yapar
589- Vahşi İbni
Harb'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde, o şöyle anlatmıştır: "Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı dediler ki: Ey Allah'ın Resulü! Biz
yiyoruz ve doymuyoruz. Peygamber (onlara) buyurdu: Ayrı ayrı yemek yemiş
olmayasımz? Onlar, evet dediier. Peygamber buyurdu: Siz yemeğiniz üzerinde
toplanınız ve Allah'ın ismini anınız. Yemek size bereketlenir. "[19]
Hastalıklı Bir Kimse İle Yiyince Ne
Söylenir?
590- Câbir'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde demiştir ki: "Re-sûlüllah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem, Cüzzamlı birinin elini tuttu da onu beraber (yedikleri) tabağa koydu.
Sonra (peygamber ona) dedi: Allah'ın ismini anarak, Allah'a güvenerek ve O'na
tevekkül ederek ye."[20]
Misafir Ve Misafir Yerinde Olan Kimse
Elini Yemekten Kaldırınca, Yemek Sahibi Onun Doymadığını Anlasa Ona "Ye" Demesi
Ve Bunu Tekrarlaması Müstahabtır. İçmek İşinde, Koku Sürünmede Ve Diğer
İkramlarda Da Böyle Yapar
Bil ki, böyle hareket etmek
kişinin zevcesine ve ondan başkasına karşı da müstahabdır; eğer yemekten
ihtiyaçlarını karşılamadan ellerini kaldırmış olurlarsa, yemek az olsa
bile...
Buna delil, Buhârî'nin Sahih'inde
Ebû Hüreyre'den rivayet ettiğimiz uzun boylu hadistir ki, orada Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in açık mucizeleri vardır. Şöyle ki: Ebû Hüreyre
şiddetli bir şekilde acıkınca yol üzerinde oturdu. Kendisinin açlığım anlarlar
ve ona ikramda bulunurlar diye,kendisine uğrayanlara Kur'andan (ayetler)
soruyordu. (Gelip geçenler halini anlayamamışlardı). Sonra Peygamber (s.a.v)
onun halini anladı. (Kendisi ile beraber ikramda bulunmak için Peygamber) onu
Suf-fe arkadaşlarını çağırmaya gönderdi. Ebu Hüreyre onları (Peygamberin
saadethanesine) getirdi. Sonra onların hepsini bir kadehdeki sütten içirip
kandırdı. Nihayet şöyle deyinceye kadar olayla ilgili Hadisi anlattı:
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle dedi: "Ben ve sen kaldık
(içmeyen değil mi?)" Dedim ki, doğru buyuruyorsun, ey Allah'ın Resulü. Bana:
"Otur ve iç, dedi. Ben de oturdum ve içtim. Yine iç buyurdu, ben de içtim. Ben,
hayır, seni hak olarak gönderene yemin ederim ki, artık gönderecek yer
bulamıyorum deyinceye kadar bana "iç" diyordu. Bana ver, dedi. Ben de kadehi ona
verdim. Sonra Allah Tealâ'ya hamd etti, Besmele çekti ve artığı
içti.
Yemekten Sonra Okunacak
Dualar
591- Ebû
Ümame'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle anlatmıştır: Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sofrasını kaldırdığı
zaman:
"Elhamdü lillâhi kesiran tayyiben
mübârekcn fîhi gayra mckfiyyin ve !â müvedda'in ve lâ müstağnen anhü
rabbenâ."
"Allah'a çok hamd olsun.
(Yemeğimiz Allah rızâsına) has olsun, onda bereket olsun, bereketi kapanmış
olmasın, terk edilmiş olmasın, ondan istiğna olunmasın ey Rabbimiz!"
buyururdu.
Bir rivayette de: "Yemeğini
bitirdiği zaman", diğer bir rivayette ise: "Sofrasını kaldırdığı
zaman:
"Elhamdü lillâhillezî kefânâ ve
ervânâ gayra mekfîyyin ve la mekfûrin."
"Yetindirerek bizi kandıran ve
ihtiyacımızı karşılayan Allah'a nankör olmaksızın hamd olsun." derdi,
şeklindedir.[21]
592-Enes'den
(Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
şöyle buyurduğunu anlatmıştır: "Yemeği yiyip de onun üzerine Allah'a hamd eden
ve içeceği içip de onun üzerine Allah'a hamd eden kuldan mutlak surette Allah
razı olur.”[22]
593-Ebû Said
El-Hudrî'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde, o şöyle demiştir: "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem yemeğini bitirdiği zaman:
"Elhamdü lillâhillezî et-amenâ ve
sekânâ ve ceaîenâ müslimîn."
"Bizi yediren ve içiren ve bizi
müslüman yapan Allah'a hamd olsun buyurdu. [23]
594- Sahih bir
isnadla Ebû Eyyub Halid İbni Zeyd El-Ensarî'den (Radıyallahu Anh) yapılan
rivayetde, o şöyle anlatmıştır: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yediği
yahut içtiği zaman: Yediren, içiren afiyetle sindiren ve bunlara çıkış yolu
yaratan Allah'a hamd olsun, buyururdu."[24]
595- Muaz İbni
Enes'den yapılan rivayetde, o demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurdu:
"Kim yemek yer de şöyle derse,
geçmiş (küçük) günahları bağışlanır:
' 'Elhamdü lillâhillezî et 'âmenâ
hazâ ve razekanthf mm gayri havlin minî ve lâ kuvvetin."
"Benden bir güç ve kuvvet
olmaksızın bu yemeği bana yediren ve onu bana rızık yapan Allah'a hamd olsun."[25]
596- Güzel bir
isnadla Tâbi'î olan Abdurahman İbni Cübeyr'den rivayet edildiğine göre
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e sekiz yıl hizmet eden bir adam
kendisine şöyle anlatmıştır: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir yemek
hazırlayıp takdim ettiği zaman, Peygamber (s.a.v) Bismillah, derdi. Yemeğini
bitirince de:
"Allâhümme et'amte ve sakayte ve
ağneyte ve akneyle ve hedeyte ve ahsente, feleke'l-hamdü alâ mâ
a'teyte."
"Allah'ım! Yedirdin, içirdin,
müstağni kıldın, muhtaç bırakmadın, hidayet ettin ve ihsan ettin; bütün
verdiğin nimetlere karşı hamd Sana mahsustur." buyururdu.[26]
597- Abdullah
İbni Amr İbni'I-As'dan (Radıyallahu Anhüma) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'den şöyle anlattı; "Hazreti Peygamber yemeği bitirince şöyle
buyururdu:
''Elhamdü lillâhillezîmenne aleynâ
ve hedânâ vellezî eşbaanâ ve ervâ-nâ ve külle'l-ihsâni
âtânâ."
"O Allah'a hamd olsun ki, bize
ikram etti, bize hidâyet verdi, bizi doyurdu, bizi içirip kandırdı ve her çeşit
nimeti bize verdi."[27]
598- İbni
Abbas'dan (Radıyallahu Anhüma) yapılan rivayetde demiştir ki, Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyururdu: "Sizden biriniz yemek yediği
zaman," İbni Sünnî'nin rivayetinde ise: "Allah kime yemek yedirirse," şöyle
desin:
"AHâhümme bârik lenâ fîhi ve
et'ımnâ hayran minhu."
"Allah'ım, bu yemekte bize bereket
ver ve bundan daha hayırlısı ile bizi doyur." Kime de Allah süt içirirse şöyle
desin:
"Allah'ım, bunda bize bereket ver
ve bundan bize ziyadeleştir; çünkü yiyecek ve içeceği karşılayacak sütten başka
daha kifayetlisi yoktur."[28]
599- Abdullah İbni Mes'ud'dan yapılan rivayetde, o
şöyle demiştir:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir kâseden içtiği zaman üç defa nefes alıp verirdi. Her nefes alışında
Allah'a hamd ederdi ve sonunda O'na şükrederdi. "[29]
Davetli Ve Misafirin Yemeği Bitirince
Yemek Sahibine Edeceği Dualar
600- Sahâbi
Abdullah İbni Büsr rivayetinde şöyle anlatmıştır: "Resûlüllah Sallallahu Aleyhi
ve Sellem babama konuk oldu. Biz de ona bir yemek ve bir hurma tatlısı ikram
ettik. Peygamber (s.a.v.) ondan yedi. Sonra kendisine hurma getirildi. (Bir kap
içinden) onu yiyiyordu. Çekirdekleri, işaret parmağı ile orta parmağını büküp
toplayarak onların arasına bırakıyordu. (Hurma kabının içine bırakmıyordu,
sonra dışarıya atıyordu.) Sonra kendisine içilecek bir şey getirildi. Ondan
içti. Sonra onu sağında bulunan kimseye sundu. Babam: Bizim için Allah'a duâ et,
dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) şöyle duâ etti:
"Allâhümme bârik lehum fîmâ
rczaktehüm veğfir iehüm verhamhüm "
"Allah'ım! Bunlara rızık olarak
verdiğin şeyde bereket ihsan et. Bunların günahlarını bağışla ve kendilerine
merhamet et"[30]
601- Enes'den
(Radıyallahu Anh) sahih bir isnadla rivayet edildiğine göre: "Peygamber
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Sa'd İbni Ubâde'nin yanına gitti. Ubâde ekmek ve
zeytin yağı getirdi. Peygamber de yedi. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem
şöyle duâ etti:
"Eftara indekümu's-sâimûn ve ekele taâmekümü'l-ebrâr ve saîlet
aleykümü'l-melâiketü."
"Yanınızda oruçlular iftar etsin,
yemeğinizi iyi kimseler yesin ve melekler sizin için istiğfar etsin."[31]
602- Abdullah
İbni Zübeyr'den (Radıyallahu Anhuma) yapılan riva-yetde, o şöyle demiştir:
Resûlüllah Sallaîlahu Aleyhi ve Sellem Sa'd îbni Muaz'ın evinde iftar etti.
Sonra "Oruçlular yanınızda iftar etsin", buyurarak hadisi
tamamladı.
Derim ki, Bu iki rivayet, Sa'd
İbni Ubâda ve Sa'd İbni Muâz'dan nakledilen sağlam
hükümlerdir.
603- Bir
adamdan, o da Câbir'den (Radıyallahu Anhü) yapılan rivayetde, Câbir şöyle
anlatmıştır: "Ebû'l-Haysem İbni Teyyihan, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e bir yemek hazırladı. Sonra Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i ve
arkadaşlarını (yemeğe) davet etti. Yemeği yiyip bitirince, Peygamber (s.a.v.)
(arkadaşlarına) şöyle dedi: Kardeşinizi mükâfatlandırın. Ashab, ey Allah'ın
Resulü, onu mükâfatlandırmak nedir? dediler. Peygamber (s.a.v): Bir adamın evine
girilir de yemeği yenir ve içilecek şeyi içilirse, böylece (yeyip içenler) ona
duâ ederlerse, işte bu, onun mükâfatıdır." buyurdu.[32]
Bir Kimseye Su, Süt Ve Benzeri Şey İçiren
İnsana Yapılacak Dualar
604- Mıkdad'dan
(Radıyallahu Anh) uzun ve meşhur olan hadisinden " yapılan rivayetde o şöyle
demiştir: "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem başını göğe doğru
kaldırıp:
"Allâhümme et'im men et'amenî
veskı men sekânî."
"Allah'ım, bana yemek yedireni
yedir ve bana içireni içir" buyurdu "[33]
605- Amr
İbni'l-Hamık''dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre: "Kendisi Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e süt içirdi. Bunun üzerine (Peygamber (s.a.v) ona
duâ edip) şöyle buyurdu:
''Allah 'im, onu gençliği üzere
yaşat.'' Böylece seksen yıl bir beyaz saç görmeden yaşadı. "[34]
606- Amr İbni
Ahtab'dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir: "Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem su istedi. Ben de ona bir kâse ile su getirdim.
İçinde bir saç vardı, onu çıkardım. Bunun üzerine Resûlüllah Sallaîlahu Aleyhi
ve Sellem buyurdu:
Allâhümme
cemmilhu.
"Allah'ım, bunun güzelliğini devam
ettir." Ravi diyor ki, adamı doksan üç yaşında gördüm ki, saçı ve sakalı
siyahdi."[35]
Bir
Misafire İkramda Bulunana Duâ Etmek Ve Teşvikte
Bulunmak
Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu Anh)
yapılan rivayetde, o şöyle demiştir:
"Bir adam Resûlüllah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'e geldi: kendisine yemek ikram edilmesini istiyordu.
Peygamberin yanında, ona ikram edecek yiyecek yoktu. Bunun üzerine Peygamber
(s.a.v): Buna yemek yedirecek bir adam yok mu ki, Allah ona rahmet etsin
buyurdu. Hemen En-sar'dan bir adam kalktı ve o kimseyi (evine) götürdü."[36]
Misafire İkramda Bulunanı
Övmek
608- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde, o şöyle anlatmıştır: "Bir adam
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip şöyle dedi: ben (açlıktan ve
susuzluktan) dadanmışım. Hemen peygamber hanımlarından birine (yemek istemek
üzere) haber gönderdi. Hanım dedi ki, hak olarak seni gönderene and olsun,
yanımda sudan başka bir şey yoktur. Sonra diğer bir hanımına gönderdi, o da aynı
şeyi söyledi. Nihayet bütün hanımları aynı şekilde söz söylediler. Bunun
üzerine Peygamber (s.a.v): Bu gece (bu adamı) kim konuklayacak ki, Allah ona
rahmet etsin, buyurdu. Hemen Ensardan bir adam kalkıp: Ben (konuklayacağım) yâ
Resûlellah, dedi. Sonra adamı evine götürdü. Hanımına: yanında (yiyecek) bir
şey var mı? dedi. Hanım, hayır, sadece çocuklarımın yiyeceği var. Kocası: Sen
çocukları bir şeyle oyala. Misafirimiz içeriye girdiği zaman lâmbayı söndür ve
adama, bizi yiyormuşuz gibi göster. Adam yemeğe davrandığı zaman sen kalk,
lâmbaya git de yine onu söndür (ki karanlıkta yemek yememizin adet olduğunu
anlasın). Sonra oturdular. Misafir de yemeğini yedi. Sabah olunca, ev sahibi
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna vardı, Peygamber (s.a.v): Bu
gece misafirinize yaptığınız işden dolayı Allah sizden razı oldu, buyurdu.
Allah Tealâ şu âyeti
indirdi. "Kendi ihtiyaçları olsa
dahi, (başkalarını) nefislerine tercih ederler"[37]
Derim ki; Çocukların yemeğini
başkasına yedirmek şöyle yorumlanması gerekir: Çocukarın yemeğe zaruri bir
ihtiyaçları yoktu. Çünkü çocuğun karnı tok olsa bile, yemek yiyen bir kimseyi
gördüğü zaman yine yemek ister. İkramda bulunan adam ve onun karısı, kendi
hisselerim misafire vererek onu tercih etmişlerdir. En iyisini Allah
bilir.
İnsanın Misafirine Merhaba Demesi,
Misafirolarak Yanında Bulunduğundan Dolayı Sevinmesi Ve Ona Bu İmkanı Verdiği
İçin Allah Tealâ'ya Hamd Etmesinin
Müstahablığı
609- Ebû
Hüreyre'den ve Ebû Şüreyh El-Huza'i'den (Radıyallahu An-hüma) yapılan rivayetde
demişlerdir k'i, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurdu:
"Allah'a ve âhiret gününe İman
eden misafirine ikram etsin."[38]
610- Ebû
Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, o şöyle
anlatmıştır:
"Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem bir gün yahut bir gece vakti (evinden) çıktı. Bir de Ebû Bekir ve Ömer
ile (Radıyallahu Anhüma) karşılaştı. Peygamber (s.a.v) (onlara) sordu: Bu
vakitte sizi evlerinizden çıkaran sebeb nedir? Onlar, (bizi evlerimizden
çıkaran) açlıktır, ey Allah'ın Resulü, dediler. Peygamber (s.a.v): Ben, nefsim
kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizi (evlerinizden) çıkaran şey
beni de çıkarmıştır. Kalkın (yürüyün), buyurdu. Kalkıp peygamberle yürüdüler.
Ensardan bir adama (evine) vardılar, O anda adam evinde yoktu. Adamın hanımı
Peygamberi görünce: Merhaba, hoş geldiniz, dedi. Peygamber (s.a.v) adamın
hanımına: (Kocan olan) falanca nerede? dedi. Hanım cevab verdi: Bize içme suyu
getirmeye gitti. Bir de Ensardan olan o adam çıkageldi. Adam Resûlüllah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ve onun iki arkadaşına baktı, sonra (sevincinden):
Allah'a hamd olsun! Bugün misafir yönünden benden daha iyi hiç bir kimse
yoktur, dedi.[39]
Yemekten Çekildikten Sonra Okunacak
Duâ
611- Hazreti
Aİşe'den (Radıyallahu Anha) yapılan rivayetde o demiştir ki, Resûlüllah
Salallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Yemeklerinizi, aziz ve yüce olan
Allah'ı zikrederek ve namaz kılarak eritiniz. Yemek üzerine uyumayınız; yoksa o
yemekle kalbleriniz katılaşır."[40]
[3] Ebû Dâvud. Tirmızî. Nesâî, Amelüt-Yevmi velleyleti.
(Tirmizî demiştir ki, bu hadis sahihdir, hasendir.)
[4] Müslim. Ebû Dâvud.
[6] Müslim, Ebu Dâvud. Nesâî. İbni Sünnî. Hâkim,
Müstedrek'te
[16] Buharı. Müslim
[23] Ebû Dâvud. Tirmizî, el-câmi ve el-şemâil. îbni Mâce.
Nesâî. Amelil-Yevmi velleyli
[24] Ebû Dâvud. Nesâî. Taberânî. ibni
Hibbân.
[25] Ebû Dâvud. Tirmızî. İbni Mâce. (Tirmizî demiştir ki bu
hadis hasendir)
[31] Ebû Dâvud.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.